24 Mayıs 2012 Perşembe

HAFTASONU-HAFTABAŞI VE SENDROMLARIMIZ

Biz baya bir hareketli,keyifli ve burada  da ayrıntılı anlattığım geçiş sürecimiz nedeniyle biraz sancılı bir haftasonu yaşadık.Öncelikle hepimizin geçmiş Atatürk’ü Anma,Gençlik Ve Spor Bayramımızı kutluyorum,Cumhuriyet’imizin gücüyle sonsuza dek de kutlayabiliyor olmayı umut ediyorum.(Cumartesi günü  yaşadığımız tempodan bayramı bile anlamadım hatta unuttum desem yalan olmaz)
Pazar günü Cansu’ya kahvaltısını yaptırıp,Özdere’ye gittik.Askerliğini tamamlayan amcamız, Edremit’ten gelen halamız(eşimin dayısının çocukları) ve çocuklarıyla buluştuk.Çocuklar temiz havada çoştular tabi .Önce bahçede top oynadılar,İsmail’in akülü motoruna bindiler.Bizimki biraz korkar diye düşünmüştüm ama üzerine çıkıp akrobatik hareketler bile yaptı kendince,öyle ki İsmail ve Cansu arasında paylaşılamadı motor.Zeynep ablasıyla da elele tutuşup yürüdüler,bebek arabası sürdüler bolca...


Hava iyice ısınınca,sahile indik.Cansu’yu deniz kenarında (gözümüzü üzerinden ayırmadan)kendince özgür bıraktık.Çok mutlu oldu,öyle ki fırsat bulsaydı ve “soğuk”olduğunu her defasında yinelemeseydik,kendini sulara atacaktı canım bebeğim.Buna izin vermeyince,kıyıdaki taşları küçücük elleriyle avuçlayıp,denize atmakla yetinmek zorunda kaldı.Her defasında ilk kez yapıyormuşcasına keyif alarak.Sonra deniz sezonunu açan babasını seyretti.



Minik ayaklarımız ıslanıp,kumlanınca ayakkabılarını giydirmedik,kucağı reddedince de bu görüntü çıktı ortaya...

Günübirlik yazlığa gelen anneannelerimize uğradık.Kuzenlerin programı değişip,Bayındır’a gitmeleri gerekince, onları kırmayalım dedik,biz de Bayındır’a gitmeye karar verdik.Hem de akşam 17:00’den sonra.Onca uykusuzluğa rağmen çocuklar güzel vakit geçiriyor diye koyulduk yola.Cansu yolda kucağımda usulca uyudu.Vardığımızda mangal yanmıştı bile.Bizimki uykudan uyanınca önce biraz huzursuz oldu,hayvanlardan korktu.Bir süre oturduğu yerden hiç kıpırdamadı hatta(şaştık kaldık tabi bu haline)Sonra açılınca da tut tutabilirsen.”inekler,möler,maslum,şiyin(köpeklerin adı),kuzular vs...”hepsiyle bir yakınlaşma,bir laf atma hali.Daha önce tanışıp,samimi olduğu yavru köpeklerle samimiyeti daha da artırıp,sevmeler,kuyruklarıyla oynamalar,kucağa almaya çalışmalar daha neler neler.Tabi akülü motoru paylaşamama durumları burada da aynen devam etti.İsmail onu indirmeye çalıştıkça,mahsunlaştı,boynunu büktü bizimki.Pek aktif olmasa da bir şeyler yedi,buna da şükür dedik.






Saat 21:00’e doğru dönüşe geçtik,biraz mırın-kırın yaptıktan sonra eve varmamıza 15 dk.kala uyuya kaldı kuzu...Eve çıkınca da uyanmadı,üstünü değiştirip,yatırdım.Geceyi de 3 kere uyanıp,kucak isteyip tekrar yatması dışında uyanmadan tamamladık(M).
Pazartesi sabah ;anneannelerimize emanet edip,işe.Klasik Pazartesi yoğunluğu,akşam manav alışverişini yapıp,anneanneye gittim.Hatırlayıp,istemesine fırsat vermeden(anne sütü)oyunla çıktık evimize geldik.Pazar’dan kalma işlere koyuldum;çamaşır topla,ser,bulaşık makinesini boşalt ,yerleştir,nevresimleri değiştir,sofra kur vs çok yorulmuşum...Yemeğimizi yiyip,banyosunu yaptırdım.Yavaş yavaş uyuma moduna geçelim derken saat 23:00’de olmaz artık dediğim 2.dalga geldi ve Cumartesi akşamı olan ağlama krizlerinden çok daha öte, 1,5 saat süren bir kriz yaşadık...Ağlama,bağırma,kendini yerden yere atma..Ne yapacağımı şaşırdım,yalnız olunca da elim ayağıma dolandı(babamız babaanneyi karşılamaya gittiğinden yalnızdık ikimiz)tedirgin oldum,korktum.Daha erken olsaydı annemi çağıracaktım, o derece endişelendim.Ne yapsam fayda etmedi.Daha önce işe yarayan tv,telefon bu sefer bana mısın demedi.Balkona çıkar,salatalık,su,süt denemeleri de faydasız oldu.En son saat 00:30 ‘da nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile kucağımda içine çeke çeke sızdı kaldı.İyice dalınca yatağına yatırdım,çamaşır serdim,evi toparladım,1-2 sayfa kitap okuyup,gözlerimi uykuya teslim ettim.İç çekişleri durmayıp,uykuya dalamayınca,aldım yanımıza.Ağlama sesiyle uyandığımda saat 03:15’i gösteriyordu.Sonradan anladım ki bu 3.dalgaydı...Yaklaşık 2 saat boyunca bir önceki krizin aynısı yaşadık.İlkinde bizimle olmadığından muhtemelen durumu abarttığımı düşünen eşim,Cumartesi günkünden de öte olduğunu görünce o da ne yapacağını bilemedi.Yine bir çok yolu deneyip,sakinleştiremedik,zaptedemedik.Saat 05:00 ‘e doğru çilekli vücut losyonunu verdim eline,ellerime döküp,yanaklarımıza,burnumuza sürmeye başladıkça sakinleşti.En son elime tutuşturup “iyi gecele süy süy”(iyi geceler sür sür-krem yani)deyip,ayak ucumuza doğru koydu başını ,5 sn.içinde uyudu.Ben de yanına kıvrıldım,öptüm,kokladım.Bir süre öyle uyumuşuz,uykusu iyice derinleşince yatırdım yatağına.Ben de hemen sızmışım,2 saat sonra uykuya doyamadan sürünerek kalktım yataktan.Giyindikten sonra onu uykusundan aldım,giydirirken uyanıp başladı ağlamaya.Apar topar ağlayıp,sızlayarak çıktık apartmandan.Yakında kapımıza dayanacaklar zaten,”siz ne yapıyorsunuz bu çocuğa? “diye.Bekliyorum her an komşuları.
Bitkin bir halde günü geçirdim,mutsuz,çaresiz,yorgun ve uykusuzum....Kızımı sakinleştiremeyince çok çaresiz hissettim kendimi.Kriz yönetmede beceriksizim demek ki... Allah’ın hakkı üçtür,üçledik bitmiştir inşallah diye ümit ediyorum ama bu ve sonraki gecelerden çok korkuyorum...Uykusuzluk değil derdim,o öyle ağlayıp,yıprattıkça kendini ve ben çare olamadıkça içim acıyor....Bütün duygularım birbirine karışıyor...İnşallah bu kadarla kalır,ve bu dönem bir an önce geçer gider...

2 yorum:

  1. Hafta sonunuz ,gezi kısımları harika geçmiş :)
    Ama kriz kısmını okurken gözlerim doldu, inan :(
    umarım tekrarlamaz da huzurlu uykularınıza kavuşursunuz ..

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkür ederim.Cuma gecemiz hariç diğer günlerimizde iyiydik ama çok zormuş gerçekten.Total bir uykusuzluk yaşıyorum sanırım,zira sürekli sersem gibiyim...anlaşılabilmek çok güzel...

    YanıtlaSil