Bayındır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Bayındır etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Haziran 2012 Cuma

SON BİR HAFTAMIZ

Şöyle anlatayım;
Perşembe gecemiz iyi geçti çok şükür.Uykuya geçişimiz uzun ve sıkıntılı oldu ama kitap okuduk,sohbet ettik derken 23:30 gibi kucağımda uyuya kaldı...Çok şükür sabaha kadar deliksiz uyuduk(M)Sabahına da keyifle gittik anneannemize...
Cuma akşamı anneannemizde yemekteydik hep beraber,güzel geçti.Kuzenler bir araya geldi,kızların sesinden Yaman uyuyamadı,bol hareketli bir aile yemeği oldu...Gündüz 13:00’den beri uyuyamayan kızım 5 dk.lık yolda uyuya kaldı,uykusunda üstünü değiştirip yatırdım hemen.Ancak 01:50’de yine ağlayarak uyandı,yaklaşık 2 saatlik bir ağlama krizimiz oldu,günlerdir hiç sormamasına rağmen,meme istedi.Çok zor uyuttuk.Ardından 05:50’den 07:30’a kadar tekrar bir ağlama krizimiz daha oldu.(teyzesinin Yaman’ı emzirdiğini görmüş,ona yorduk biraz ?)
Cumartesi yine yarım yamalak bir kahvaltı(iştahsızlığı ve özellikle kahvaltıya karşı isteksizliği devam ediyor hala)akşam misafirler geleceğinden beraber mutfağa girdik kızımla,kek yaptık(yine tutmadı,kek yapmaya karşı bütün hevesim gidiyor artık,çok güzel bir kek tarifi var,bir ara yazıcam  herkes tutturuyor ben de olmuyor,her ihtimali de denedim ama ?sanırım problem ben de)tatlı yaptık.




Oyunlar oynadık,ev toparladık(hakikaten çok dağılmışız)tüm denemeler sonucunda öğleden sonra 16:00 gibi kucağımda uyudu kaldı.Ben de o arada kahvemi içtim,evi temizledim,patates salatasını yaptım ,tam oturdum biraz uzanıcam,klasik “anne”dedi kuzum.Olsun yaklaşık 2,5 saat uyudu(M),dinlendi ben de işlerimi rahatlıkla yapabildim.Zaten bünyem alıştı galiba bu yorgunluğa,uykusuzluğa,ilk günlerdeki gibi kötü hissetmiyorum kendimi ama güzeell bir uykuya çok ihtiyacım var ne yalan söyleyeyim.Olsun buna da şükür....Akşamına kayınvalidemler ve teyzelerimiz bizdeydi.Güzel vakit geçirdik.Cansu’nun keyfi de yerindeydi şükür.Misafirlerimiz gittikten sonra zorlanarak da olsa uyudu,sabaha kadar  da uyanmadı(M)
Pazar günü,yarım yamalak kahvaltı(bundan kastım bir taneye yakın sahanda yumurta,10 tane yeşil zeytin,100 ml.kadar inek sütü,3 tatlı kaşığı bal başka bir şey yemiyor bu aralar)Kahvaltıdan sonra hazırlandık,babaannemizi de alıp yola çıktık.Teskeresini alan kuzenimizin asker yemeği vardı Bayındır’da.Yolda uykusu gelipte uyuyamayınca ufak çaplı bir ağlama krizi daha yaşadık.Üzülüyorum böyle olunca,geçecek değil mi?Geçsin artık di mi?Neyse,çok kalabalıktı,yengemiz çok emek harcamış,zeytinyağlılar,türlüler,keşkek  vs.bir sürü ikram hazırlamış sağolsun.Çocuklar da bol bol oynadı,Cansu hiç durmadı ,hep inekleri beslesin,köpeklerle oynasın,küçük çeşmede ellerini yıkasın,babaannesiyle ağaçtan erik toplasın vs.beni,babasını,babaannesini yordu epey.





Bu kadar enerji harcamasına,temiz hava olmasına rağmen yine de iştahla yemedi.Hep mızıldanarak 2-3 kaşık o kadar.Bu da geçecek değil mi?Günün sonunda yola çıkarken koltuğuna oturtmamızla uyuması bir oldu.Babaanneyi bırakırken uyandı,biz de eve gider gitmez yıkadık,biraz muhallebisinden yedirip,kitap okuyup nazlana nazlana uykuya.Saat 01:30’a kadar sıkça uyandı,üşütmesinden,midesini bozmasından endişelendim,en son kucağıma alıp, uykuya iyice daldırınca yatırdım yatağına ,sabaha kadar deliksiz uyudu maşallah.
Pazartesi ,uyandırmadan pijamasının üstüne bir ceket,ayağına çorap –ayakkabı doğruca anneanneye...
Pazartesi-Salı-Çarşamba-Perşembe günlerimiz her akşam birbirinin aynı olmak üzere,
oyun oynayarak,kitap okuyarak,sarılıp koklaşarak,meme arayarak,bulduğunu alamayınca isyan ederek,en son beni de isyan ettirerek(özellikle dün gece !),saat 22:00-22:30  gibi yatma çalışmalarına başlayıp,en erken 23:45 olmak üzere ortalama 00:30'da ağlaya-sızlaya uykuya dalarak geçti.Tabi onunla beraber bende sızıp kalmışım her gün.Ne akşam yemeği,ne kocayla bir çift laf,ne kitap,ne tv-bilgisayar...Bu kadar geç yatınca sabahları da kalkmak bilmiyor küçük hanım ,dolayısıyla bu hafta hep uykuda bıraktım anneme, 11:00'lere kadar uykusuna devam etmiş,ikinci uykuyu da 14:00-16:00 arası uyumuş.Annem dün beni çok bitkin görmüş olacak ki 11:00'de uyanan kızımı öğle uykusuna yatırmamış akşam erken yatsın diye,ama 12 saat uyumamak  bizim kıza işler mi?hayır tabii ki bin bir dil döküp,babasıyla her türlü eğlenceyi ,keyfi ,oyunu yapmamıza rağmen yine uyumak bilmedi,beni isyan ettirip,ağlatana kadar.En son baktığımda 23:45'di saat,sonra sızmışız,1 haftadır rutin olduğu üzere eşim seslendi,yerine yatırdım kızımı ve uykuya...Ve tabi her gece en az 1, ortalama 2 kez olmak üzere ağlayarak kalkmalarını saymıyorum.ya "meme"diye isyan ediyor,ya da "kuriye"(kurabiye)diye tutturuyor,genelde su içirerek sakinleştirmeye çalışıyorum,baktım zorlayacak,inatlaşmadan kuriyesini veriyorum,yiyemeden kucağımda uyuyup kalıyor.
Bizde durumlar böyle,ilk haftanın sonunda düzene girmeye başlamıştık ki,sil baştan zorlanarak devam ediyoruz.(oysa 2.günden sonra anmamıştı bile)Ayrıca yaklaşık 3 haftayı bulan iştahsızlık,özellikle kahvaltıyı reddetme durumlarımız da aynen devam.Önümüzdeki hafta da devam ederse dr.umuzla görüşme niyetindeyim.
Biliyorum sabırlı,sakin olmalıyım ama bazen olmuyor işte.Neyse yine de çok şükür dertlerimiz bunlardan ibaret olsun değil mi?
Yarın hava güzel,kızımın keyfi,benim gücüm yerinde olursa,şöyle ana-kız bi çıkalım ,kızıma ayakkabı,terlik,gözlük alayım istiyorum,ya da o uyuyunca hemen uyumak hayalim,Pazar günü de Bergama'ya gitmeye niyetliyiz,bu sefer kızımın anne memleketine,bakalım,nasip..
Hepimize güzel bir haftasonu olması dileğiyle...

24 Mayıs 2012 Perşembe

HAFTASONU-HAFTABAŞI VE SENDROMLARIMIZ

Biz baya bir hareketli,keyifli ve burada  da ayrıntılı anlattığım geçiş sürecimiz nedeniyle biraz sancılı bir haftasonu yaşadık.Öncelikle hepimizin geçmiş Atatürk’ü Anma,Gençlik Ve Spor Bayramımızı kutluyorum,Cumhuriyet’imizin gücüyle sonsuza dek de kutlayabiliyor olmayı umut ediyorum.(Cumartesi günü  yaşadığımız tempodan bayramı bile anlamadım hatta unuttum desem yalan olmaz)
Pazar günü Cansu’ya kahvaltısını yaptırıp,Özdere’ye gittik.Askerliğini tamamlayan amcamız, Edremit’ten gelen halamız(eşimin dayısının çocukları) ve çocuklarıyla buluştuk.Çocuklar temiz havada çoştular tabi .Önce bahçede top oynadılar,İsmail’in akülü motoruna bindiler.Bizimki biraz korkar diye düşünmüştüm ama üzerine çıkıp akrobatik hareketler bile yaptı kendince,öyle ki İsmail ve Cansu arasında paylaşılamadı motor.Zeynep ablasıyla da elele tutuşup yürüdüler,bebek arabası sürdüler bolca...


Hava iyice ısınınca,sahile indik.Cansu’yu deniz kenarında (gözümüzü üzerinden ayırmadan)kendince özgür bıraktık.Çok mutlu oldu,öyle ki fırsat bulsaydı ve “soğuk”olduğunu her defasında yinelemeseydik,kendini sulara atacaktı canım bebeğim.Buna izin vermeyince,kıyıdaki taşları küçücük elleriyle avuçlayıp,denize atmakla yetinmek zorunda kaldı.Her defasında ilk kez yapıyormuşcasına keyif alarak.Sonra deniz sezonunu açan babasını seyretti.



Minik ayaklarımız ıslanıp,kumlanınca ayakkabılarını giydirmedik,kucağı reddedince de bu görüntü çıktı ortaya...

Günübirlik yazlığa gelen anneannelerimize uğradık.Kuzenlerin programı değişip,Bayındır’a gitmeleri gerekince, onları kırmayalım dedik,biz de Bayındır’a gitmeye karar verdik.Hem de akşam 17:00’den sonra.Onca uykusuzluğa rağmen çocuklar güzel vakit geçiriyor diye koyulduk yola.Cansu yolda kucağımda usulca uyudu.Vardığımızda mangal yanmıştı bile.Bizimki uykudan uyanınca önce biraz huzursuz oldu,hayvanlardan korktu.Bir süre oturduğu yerden hiç kıpırdamadı hatta(şaştık kaldık tabi bu haline)Sonra açılınca da tut tutabilirsen.”inekler,möler,maslum,şiyin(köpeklerin adı),kuzular vs...”hepsiyle bir yakınlaşma,bir laf atma hali.Daha önce tanışıp,samimi olduğu yavru köpeklerle samimiyeti daha da artırıp,sevmeler,kuyruklarıyla oynamalar,kucağa almaya çalışmalar daha neler neler.Tabi akülü motoru paylaşamama durumları burada da aynen devam etti.İsmail onu indirmeye çalıştıkça,mahsunlaştı,boynunu büktü bizimki.Pek aktif olmasa da bir şeyler yedi,buna da şükür dedik.






Saat 21:00’e doğru dönüşe geçtik,biraz mırın-kırın yaptıktan sonra eve varmamıza 15 dk.kala uyuya kaldı kuzu...Eve çıkınca da uyanmadı,üstünü değiştirip,yatırdım.Geceyi de 3 kere uyanıp,kucak isteyip tekrar yatması dışında uyanmadan tamamladık(M).
Pazartesi sabah ;anneannelerimize emanet edip,işe.Klasik Pazartesi yoğunluğu,akşam manav alışverişini yapıp,anneanneye gittim.Hatırlayıp,istemesine fırsat vermeden(anne sütü)oyunla çıktık evimize geldik.Pazar’dan kalma işlere koyuldum;çamaşır topla,ser,bulaşık makinesini boşalt ,yerleştir,nevresimleri değiştir,sofra kur vs çok yorulmuşum...Yemeğimizi yiyip,banyosunu yaptırdım.Yavaş yavaş uyuma moduna geçelim derken saat 23:00’de olmaz artık dediğim 2.dalga geldi ve Cumartesi akşamı olan ağlama krizlerinden çok daha öte, 1,5 saat süren bir kriz yaşadık...Ağlama,bağırma,kendini yerden yere atma..Ne yapacağımı şaşırdım,yalnız olunca da elim ayağıma dolandı(babamız babaanneyi karşılamaya gittiğinden yalnızdık ikimiz)tedirgin oldum,korktum.Daha erken olsaydı annemi çağıracaktım, o derece endişelendim.Ne yapsam fayda etmedi.Daha önce işe yarayan tv,telefon bu sefer bana mısın demedi.Balkona çıkar,salatalık,su,süt denemeleri de faydasız oldu.En son saat 00:30 ‘da nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile kucağımda içine çeke çeke sızdı kaldı.İyice dalınca yatağına yatırdım,çamaşır serdim,evi toparladım,1-2 sayfa kitap okuyup,gözlerimi uykuya teslim ettim.İç çekişleri durmayıp,uykuya dalamayınca,aldım yanımıza.Ağlama sesiyle uyandığımda saat 03:15’i gösteriyordu.Sonradan anladım ki bu 3.dalgaydı...Yaklaşık 2 saat boyunca bir önceki krizin aynısı yaşadık.İlkinde bizimle olmadığından muhtemelen durumu abarttığımı düşünen eşim,Cumartesi günkünden de öte olduğunu görünce o da ne yapacağını bilemedi.Yine bir çok yolu deneyip,sakinleştiremedik,zaptedemedik.Saat 05:00 ‘e doğru çilekli vücut losyonunu verdim eline,ellerime döküp,yanaklarımıza,burnumuza sürmeye başladıkça sakinleşti.En son elime tutuşturup “iyi gecele süy süy”(iyi geceler sür sür-krem yani)deyip,ayak ucumuza doğru koydu başını ,5 sn.içinde uyudu.Ben de yanına kıvrıldım,öptüm,kokladım.Bir süre öyle uyumuşuz,uykusu iyice derinleşince yatırdım yatağına.Ben de hemen sızmışım,2 saat sonra uykuya doyamadan sürünerek kalktım yataktan.Giyindikten sonra onu uykusundan aldım,giydirirken uyanıp başladı ağlamaya.Apar topar ağlayıp,sızlayarak çıktık apartmandan.Yakında kapımıza dayanacaklar zaten,”siz ne yapıyorsunuz bu çocuğa? “diye.Bekliyorum her an komşuları.
Bitkin bir halde günü geçirdim,mutsuz,çaresiz,yorgun ve uykusuzum....Kızımı sakinleştiremeyince çok çaresiz hissettim kendimi.Kriz yönetmede beceriksizim demek ki... Allah’ın hakkı üçtür,üçledik bitmiştir inşallah diye ümit ediyorum ama bu ve sonraki gecelerden çok korkuyorum...Uykusuzluk değil derdim,o öyle ağlayıp,yıprattıkça kendini ve ben çare olamadıkça içim acıyor....Bütün duygularım birbirine karışıyor...İnşallah bu kadarla kalır,ve bu dönem bir an önce geçer gider...

3 Mayıs 2012 Perşembe

HAFTASONUNDAN NOTLAR(BOL RESİMLİ-BAYINDIR)

Merhaba,

Geçen haftasonumuz bizim için hayli hareketliydi.Cumartesi günü teyzemize gittik,ordan tekrar eve.Cansu'nun yemek,uyku rutini.O uyuyunca ben de ütüye,çamaşıra verdim kendimi...akşamına yemek vs..eşyaları hazırladım.Bu arada ruh halim daha iyi olmakla beraber,çok fazla da yol katedebilmiş değilim...Neyse...

Pazar sabahı Cansu uyanınca kahvaltısını yaptırıp yola koyulduk..
Bayındır'daki eve varınca Cansu kalabalığı ve öğrendiği hayvanların canlılarını görünce,önce biraz tedirgin ve huzursuz oldu ama sonra zamanla alıştı.İneğe eliyle ot verecek,yavru köpeği kucağına alıp öpecek kadar.






Hala onları sayıklıyor "anne inek mooöö","hoyoz tık tık tık"(dedesiyle balkonda kuşların yemlerini yerken ki sesi parmaklarını yere vurup çıkarıyordu,horozların da aynı şekilde yemlerini yemesi ve kuşa benzemesinden bağlantıyı kurdu sanırım)"maslum-mazlum,yuri-nuri,şiyin-şirin"köpeklerin adları...Tabi bunların arasında fil ve zürafayı göremeyince"anne fii yok,zulu yok"deyip durdu kuzum..

Kahvaltımızı yapıp,sohbet edip,öğle saatlerinde festivale gittik.Çok sıcak ve çok kalabalıktı.Keşkek,gözleme ve kırmız köfte yemeyi ihmal etmedik.




Cansu başlarda babasıyla,babaannesiyle gezdi dolaştı,el tuttu ama uyku sıkıştırınca biraz sorun oldu,bir köşede uyutup arabasına yatırdık ve gezmeye devam ettik.


Çiçekler ve diğer kareler..







espriye güldük,deveyi de gördük..




bitmeyen metroya ve çilesine rağmen ;


dedik...

Akşam gayet yorgun evimize döndük...Tekrarlarına ve böyle güzel haftasonlarına inşallah.
(3.kez yayınlamak için direkten dönüyorum,azmettim yayınlıycam bu gece inşallah)

(bu arada kızımın resimlerini ilk kez paylaşıyorum o nedenle biraz tedirginim.Allah'a emanet,nazarlardan korusun maşaallah)

Bu arada 05.05.2012 Cumartesi Hıdrellez....Fırsat olursa benim için ayrı bir post konusu ....(sağsalim,uzatmadan şunu bir yayınlayabileyim de)

sevgiler...


25 Nisan 2012 Çarşamba

BAYINDIR ÇİÇEK FESTİVALİ

Merhaba,

İzmir ve çevresinde oturanlar bilir;tarihte "Gülbahçe" adıyla anılan Bayındır,çiçekleri ve bitkileri ile meşhur bir İzmir ilçesidir.Ve her sene Nisan-Mayıs döneminde Çiçek festivali yapılır...

Bu sene 27-29 Nisan tarihlerinde düzenlenecek 15.Bayındır Çiçek Festivali...

Eskiden benim de uzak olduğum bir konuyken,eşimle tanışmamla beraber(eşimin anne tarafı Bayındır'lı) 2005'ten bu yana her sene katılır olduk bu festivale....Çok da keyif alıyoruz...

Torbalı'dan Bayındır yönüne sapıp,ilçe merkezine yaklaşmaya başladığınızda ana yol üzerinde yol boyunca birbiri ardına dizelenmiş,rengarenk çiçekler ve bitkilerle dolu seraları görüyor olacaksınız...(hem de şehir merkezinden veya yapı marketlerde gördüklerinizden çok daha taze,canlı ve uygun fiyata)ilçe merkezinde ise festival alanı araç trafiğine kapatılmış oluyor,dolayısıyla yürüyerek gezmeniz gerekecek...

Bu alanda bir çok sera-bitki-çiçek,tarım-hayvancılık standlarının yanısıra yemek bölümlerinde ilçenin yerlisi bayanların yaptığı mis gibi keşkek,gözleme ve katmerlerden tadabilir,bunların dışında bir şey isterseniz çarşı içindeki(hastanenin oralarda sanırım)kırmızı köfte yiyebilirsiniz.Ayrıca aksesuardan,elişlerine,giyim,mefruşat vb.ürünlerin satıldığı farklı standlarla da karşılaşıyor olacaksınız...

Allah bir aksilik vermezse biz pazar günü hem Bayındır'da olan dayı ve yengemizi ziyaret etmeyi,hem onların bahçesindeki inek,kuzu,kedi-köpek,horoz ve kuşlarla Cansu'yu bir araya getirmeyi,hem de festivali gezip,mis gibi keşkeklerden yemeyi,balkona ve annelerin yazlığa çiçek almayı planlıyoruz...

Bir taşla 5 kuş gibi bi şey oldu sanırım...

(Şimdi ben bir nevi Bayındır gelini olmuş olmamdan dolayı olsa gerek çokça reklam yapmış gibi oldum ama gerçekten keyif alacağınızı ve şehrin yoğunluğundan uzaklaşıp,farklı bir gün geçireceğinizi düşünerek paylaştım...yanlış anlaşılmasın)

Gidecek olanlara şimdiden iyi gezmeler...