29 Mayıs 2012 Salı

MAHREM VAR...

Normal doğum yapmayı çok istemiş,41.haftanın sonuna kadar normal doğum yapabilmek için beklemiş,ancak olmayınca sezaryene karar vermek zorunda kalmış ve bu nedenle sezaryen ile doğum yapmış bir anneyim,
Her annenin de istediği şekilde doğum yapabilme hakkına sahip olması gerektiğine inanan bir kadınım,
Kürtajın kişilerin kendi kararına,şartlarına ve muhasebesine bırakılması gerektiğini düşünen bir insanım,
Madem çocukların düşünüldüğünü ,onların hakkının savunulduğunu söyleyerek ,bu kadar özel hayatımıza ,tercihlerimize müdahele ediliyor,
Neden, EMZİRME REFORMU için bir şey yapılmadı hala?
Neden ,bebeklerimize ilk 6 ay anne sütü verebilmek için işverenlerimize,çalıştığımız kurumlara rica-minnet ederek ,doğum izni sonrası ne kadar yıllık iznimiz,süt iznimiz varsa” toplu kullanalım da 1 ay daha fazla emzirebilelim yeter ki,1 sene izinsiz de çalışırız “diye her formülü denemeye çalışıyoruz ,her türlü pazarlığı yapıyoruz bizler?(en son çok yakınımından bir örnek var )
Neden yasal hakkımız olmasına rağmen,gönül rahatlığıyla ücretsiz iznimizi kullanamıyoruz?Neden “kullanırsam  işimi tamamen kaybederim kaygısı”yaşıyoruz?Bu izni talep edersek/kullanırsak  kötü,istenmeyen çalışan ,en zayıf halka oluyoruz?(özellikle de özel sektörde,çok yakınımda yaşanmış çok örnekleri var)
Neden çocuklarımız hasta olduğunda,kuzularımızın yanında olmamız gerektiğinde,yıllık iznimizden düşülüyor?(iznin yoksa aklın çocuğunda paşa paşa işe gidiyorsun zaten!)
Neden daha kendi öz bakımını bile yapmakta yetersiz,oyun çağı çocuklarını  4+4+4 gibi bir sistemin içine çekip,öğretmeninden ,velisine,yöneticisine kadar kimsenin adamakıllı bir şey bilmediği,açıklayamadığı,yetersiz olduğu bir eğitim(!)düzenini,fikir almaksızın,altyapısız,zamana yaymadan kabullenmek zorunda bırakılıyoruz?
(Blogcu Anne'nin duyurduğu üzere,imza kampanyası için;buraya  )
Vs.vs.vs.  Saygı biraz saygı lütfen...Kadınlara,çocuklara,annelere,çalışanlara,insanlara,bu topluma biraz saygı lütfen...
Sözün özü; Çok iyi bilirsiniz ki;aile hayatı mahremdir,mahremimize bu kadar da girmeyin...


24 Mayıs 2012 Perşembe

NERDE KALMIŞTIK...

Nerde kalmıştık,evet Salı gününde...
Salı  akşamı Cansu’yu annemden alıp eve geçtim.Evde ufak-tefek işlerimi hallettim,işten vaktinde çıkmanın avantajıyla üstümü değiştirip ,Cansu’yla beraber önce yan,sonra da alt komşumuza  uğradık.Onlar bizim kapıyı çalmadan,ben uğrayayım,durumu anlatayım,bir özür dileyip verdiğimiz rahatsızlık nedeniyle mahçubiyetimi belirteyim istedim.Sağolsunlar iki komşumda anlayışlı insanlar,hele alt komşum 80 li yaşlarında bir teyzemiz,kimbilir ne çekiyordur (zira işitme problemi yok)yine de bir şey demedi,şikayet etmedi.Çünkü öyle oluyor ki an geliyor kendi sabrımız azalıyor evladımıza karşı, eh komşular kimbilir nasıl rahatsız oluyor,uyuyamıyor,ya da uykularından uyanıyorlardır diye düşünüp,sıkılıyordum.En azından kendimi rahatlattım belki de...
Komşulardan sonra kapının önüne çıkardım,biraz hava alsın,kafası dağılsın,çocuklar da vardı iyi oldu.En güzel yanı ise Cansu’ya süt içirebilmek oldu.(Malesef inek sütü alışkanlığımız onca çabaya rağmen hala yok,günlük süt ile yapılmış yoğurt ve muhallebilerle takviye yapıyoruz.Doktorumuz kutu süt ve devam sütlerini önermiyor,sadece günlük cam şişe süt öneriyor,biz de kutulardan uzak durduk hep,ama artık kuralı bozdum.Çünkü emzirmeyi kestiğimiz için,inek sütü alması şart oldu)Apartmanın altında ufak bir marketimiz var.Orda küçük kutu sütleri gördü,ben de hadi alsın dedim hiç umudum yok zira.Beş dk.geçmeden ,Emel(komşumuz)elime boş kutuyu tutuşturdu,inanamadım.Aman maşallah diyeyim...Şükür...Hal böyle olunca 4-5 tane daha küçük süt alıp eve çıktık.Oyun oynadık,babamız geldi,yemek  vs.derken usul usul yatma moduna geçmeye çalıştık.Kitap okuma,krem sürme(her yer çilek kokuyor bu arada)derken babasını da istedi yanımıza ve seslendi”hayattim gel”(Cumartesi gününden beri babasını böyle çağırıyor)üçümüz beraber aynı seramoniye ağlamaklı devam ettik,önce Cansu,sonra babası ve ben uyuya kalmışız... 01:00 gibi uyandım,kızımı yatağına yatırdım ,mutfağı ,evi olduğu gibi bırakıp ben de uykuya teslim oldum.
Çarşamba sabah 06:00’da ağlayarak uyandı,kucağımda uyuttum,yanıma yatırdım ki,yine bir ağlama krizi  başladı,giyinip evden çıkana kadar da aynı durum devam etti.Ve ben Cumartesi’den bu yana devam eden bu hal karşısında sakinliğimi daha fazla koruyamadım,bağırdım,söylendim,ağladım.Sonra bağırdım diye yine ağladım.
Küçük sütlerimizi poşete koyup,anneannenin yolunu tuttuk ,ikimizde burnumuzu çeke çeke...Anneme sütünü verirken kutunun üstündeki inek resmini gösterdi ve  “bak möö yaziyo”dedi.Bizi hem şaşırttı,hem güldürdü kuzum(M).Onlar kuşlara yem vermek için balkona çıkarken ben de sessizce kaçtım.Bütün gün ona bağırışım,kızışım aklıma geldikçe ağladım,durdum...Hasta gibiydim tüm gün.Akşam işten vakitli çıkıp,arkadaşımla oturduk biraz Güzelyalı’da iyi geldi.Cansu’yu alıp eve geçtim.Sesi kısılmış,(zaten 4-5 gündür onca ağlamaya,bağırmaya sesinin kısılmaması şaşırtmıştı beni)gündüz anneanneyle gezmeğe gitmişlerdi,dönüşte arabada yediklerini çıkarmış?Hemen bir banyo yaptık,oyun oynadık,yavaş yavaş uyutmaya geçtik.1-2 tane yeni kitap çıkardım,onları okuduk,kremlerimizi sürdük,ağlaya –sızlaya 23:00 gibi uyudu,yatırdım yerine.Biraz evi toparla,bloğa bak,kitap oku derken 01:30 gibi ben de uyuya kalmışım ...
Ve gece hiç uyanmadık,evet uyanmadık çoook şükür...(M)Sabah giyinip çıkmak yine ağlamaklı,sancılı ve zor oldu ama kesinlikle daha iyiydi.Ördekli çantasını sırtına takıp çıktık evden,tam merdivenleri inecekken ,”çata”(çanta)dedi,elini sırtına attı (çantanın içi boş olduğundan ya yok,ya da düştüğünü sandı herhalde)çantasının sırtında olduğunu farketti ,bana baktı,güldü”tamam”dedi devam etti...Ömrüm,güzel bebeğim,canım yavrum ...”Hadi Emel’den süt alalım anneannene götürelim”dedim,”Emeee süt süt “diye markete doğru seslendi,sütümüzü aldık,anneme gittik.Arabadan inince çok sert –serin rüzgar vardı ,kucakladım,”annecim çok rüzgar var,koy başını omzuma,sakla yüzünü”dedim.Kollarını dolayıp,o başını boynuma bir koyuşu var ki anlatamam ...Kuzum...
Bu hafta gündüzleri anneme de zorluk yaşatıyormuş biraz.Huzursuz,ağlamaklı,mız mız bir hali varmış sürekli.Geçecek inşallah biliyorum ama annemi de çok yoruyordur eminim.Allah ona da kolaylık versin.Hiç bir zaman hakkını ödeyemem...
Şimdilik bizim hallerimiz böyle.Her geçen gün daha iyiye gidiyor çok şükür.Bu aşamayı yaşayan herkese kolay gelsin.
Bu arada bugün öğleden sonra ,sabahki güneşli havanın aksine bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı İzmir’e...Tam bir kış havasıydı.Aynı günde iki mevsim yaşıyoruz...Havalar serinlemişken fırsat bulup,Cansu’nun yarım kalan baharlık/yazlık yeleğini bitirebilsem keşke...
Ayrıca hepimizin kandili mübarek,duaları kabul olsun inşallah...Sevgiler...



HAFTASONU-HAFTABAŞI VE SENDROMLARIMIZ

Biz baya bir hareketli,keyifli ve burada  da ayrıntılı anlattığım geçiş sürecimiz nedeniyle biraz sancılı bir haftasonu yaşadık.Öncelikle hepimizin geçmiş Atatürk’ü Anma,Gençlik Ve Spor Bayramımızı kutluyorum,Cumhuriyet’imizin gücüyle sonsuza dek de kutlayabiliyor olmayı umut ediyorum.(Cumartesi günü  yaşadığımız tempodan bayramı bile anlamadım hatta unuttum desem yalan olmaz)
Pazar günü Cansu’ya kahvaltısını yaptırıp,Özdere’ye gittik.Askerliğini tamamlayan amcamız, Edremit’ten gelen halamız(eşimin dayısının çocukları) ve çocuklarıyla buluştuk.Çocuklar temiz havada çoştular tabi .Önce bahçede top oynadılar,İsmail’in akülü motoruna bindiler.Bizimki biraz korkar diye düşünmüştüm ama üzerine çıkıp akrobatik hareketler bile yaptı kendince,öyle ki İsmail ve Cansu arasında paylaşılamadı motor.Zeynep ablasıyla da elele tutuşup yürüdüler,bebek arabası sürdüler bolca...


Hava iyice ısınınca,sahile indik.Cansu’yu deniz kenarında (gözümüzü üzerinden ayırmadan)kendince özgür bıraktık.Çok mutlu oldu,öyle ki fırsat bulsaydı ve “soğuk”olduğunu her defasında yinelemeseydik,kendini sulara atacaktı canım bebeğim.Buna izin vermeyince,kıyıdaki taşları küçücük elleriyle avuçlayıp,denize atmakla yetinmek zorunda kaldı.Her defasında ilk kez yapıyormuşcasına keyif alarak.Sonra deniz sezonunu açan babasını seyretti.



Minik ayaklarımız ıslanıp,kumlanınca ayakkabılarını giydirmedik,kucağı reddedince de bu görüntü çıktı ortaya...

Günübirlik yazlığa gelen anneannelerimize uğradık.Kuzenlerin programı değişip,Bayındır’a gitmeleri gerekince, onları kırmayalım dedik,biz de Bayındır’a gitmeye karar verdik.Hem de akşam 17:00’den sonra.Onca uykusuzluğa rağmen çocuklar güzel vakit geçiriyor diye koyulduk yola.Cansu yolda kucağımda usulca uyudu.Vardığımızda mangal yanmıştı bile.Bizimki uykudan uyanınca önce biraz huzursuz oldu,hayvanlardan korktu.Bir süre oturduğu yerden hiç kıpırdamadı hatta(şaştık kaldık tabi bu haline)Sonra açılınca da tut tutabilirsen.”inekler,möler,maslum,şiyin(köpeklerin adı),kuzular vs...”hepsiyle bir yakınlaşma,bir laf atma hali.Daha önce tanışıp,samimi olduğu yavru köpeklerle samimiyeti daha da artırıp,sevmeler,kuyruklarıyla oynamalar,kucağa almaya çalışmalar daha neler neler.Tabi akülü motoru paylaşamama durumları burada da aynen devam etti.İsmail onu indirmeye çalıştıkça,mahsunlaştı,boynunu büktü bizimki.Pek aktif olmasa da bir şeyler yedi,buna da şükür dedik.






Saat 21:00’e doğru dönüşe geçtik,biraz mırın-kırın yaptıktan sonra eve varmamıza 15 dk.kala uyuya kaldı kuzu...Eve çıkınca da uyanmadı,üstünü değiştirip,yatırdım.Geceyi de 3 kere uyanıp,kucak isteyip tekrar yatması dışında uyanmadan tamamladık(M).
Pazartesi sabah ;anneannelerimize emanet edip,işe.Klasik Pazartesi yoğunluğu,akşam manav alışverişini yapıp,anneanneye gittim.Hatırlayıp,istemesine fırsat vermeden(anne sütü)oyunla çıktık evimize geldik.Pazar’dan kalma işlere koyuldum;çamaşır topla,ser,bulaşık makinesini boşalt ,yerleştir,nevresimleri değiştir,sofra kur vs çok yorulmuşum...Yemeğimizi yiyip,banyosunu yaptırdım.Yavaş yavaş uyuma moduna geçelim derken saat 23:00’de olmaz artık dediğim 2.dalga geldi ve Cumartesi akşamı olan ağlama krizlerinden çok daha öte, 1,5 saat süren bir kriz yaşadık...Ağlama,bağırma,kendini yerden yere atma..Ne yapacağımı şaşırdım,yalnız olunca da elim ayağıma dolandı(babamız babaanneyi karşılamaya gittiğinden yalnızdık ikimiz)tedirgin oldum,korktum.Daha erken olsaydı annemi çağıracaktım, o derece endişelendim.Ne yapsam fayda etmedi.Daha önce işe yarayan tv,telefon bu sefer bana mısın demedi.Balkona çıkar,salatalık,su,süt denemeleri de faydasız oldu.En son saat 00:30 ‘da nasıl olduğunu hatırlamıyorum bile kucağımda içine çeke çeke sızdı kaldı.İyice dalınca yatağına yatırdım,çamaşır serdim,evi toparladım,1-2 sayfa kitap okuyup,gözlerimi uykuya teslim ettim.İç çekişleri durmayıp,uykuya dalamayınca,aldım yanımıza.Ağlama sesiyle uyandığımda saat 03:15’i gösteriyordu.Sonradan anladım ki bu 3.dalgaydı...Yaklaşık 2 saat boyunca bir önceki krizin aynısı yaşadık.İlkinde bizimle olmadığından muhtemelen durumu abarttığımı düşünen eşim,Cumartesi günkünden de öte olduğunu görünce o da ne yapacağını bilemedi.Yine bir çok yolu deneyip,sakinleştiremedik,zaptedemedik.Saat 05:00 ‘e doğru çilekli vücut losyonunu verdim eline,ellerime döküp,yanaklarımıza,burnumuza sürmeye başladıkça sakinleşti.En son elime tutuşturup “iyi gecele süy süy”(iyi geceler sür sür-krem yani)deyip,ayak ucumuza doğru koydu başını ,5 sn.içinde uyudu.Ben de yanına kıvrıldım,öptüm,kokladım.Bir süre öyle uyumuşuz,uykusu iyice derinleşince yatırdım yatağına.Ben de hemen sızmışım,2 saat sonra uykuya doyamadan sürünerek kalktım yataktan.Giyindikten sonra onu uykusundan aldım,giydirirken uyanıp başladı ağlamaya.Apar topar ağlayıp,sızlayarak çıktık apartmandan.Yakında kapımıza dayanacaklar zaten,”siz ne yapıyorsunuz bu çocuğa? “diye.Bekliyorum her an komşuları.
Bitkin bir halde günü geçirdim,mutsuz,çaresiz,yorgun ve uykusuzum....Kızımı sakinleştiremeyince çok çaresiz hissettim kendimi.Kriz yönetmede beceriksizim demek ki... Allah’ın hakkı üçtür,üçledik bitmiştir inşallah diye ümit ediyorum ama bu ve sonraki gecelerden çok korkuyorum...Uykusuzluk değil derdim,o öyle ağlayıp,yıprattıkça kendini ve ben çare olamadıkça içim acıyor....Bütün duygularım birbirine karışıyor...İnşallah bu kadarla kalır,ve bu dönem bir an önce geçer gider...

21 Mayıs 2012 Pazartesi

"HOŞÇAKAN M..." Anne Sütü

Daha önce burda anlattığım üzere ,yapmalıyım,başlamalıyım derken,kendimi,kızımı hazırlamaya çalışırken,sanırım oldu...(19/05/2012)
Evet 48 saat geçti üzerinden anne sütünden ayıralı...Zor oldu,yapmam,saçma dediğim yöntemleri bile uygulamak zorunda kaldım...
Cumartesi sabahı son kez emzirdim kızımı...Kendime de ,ona da anlata anlata bir yandan...(Şimdi yazarken bile gözlerim doluyor,içim garip oluyor.Ben  hala böyle hissederken,o neler hissetti kimbilir?)Bir tanıdığımın uyguladığı seyreltilmiş kekik yağı denedim,bir şey değişmedi,ardından biraz karabiber(hala kızıyorum kendime ),en son da gazlı bez-bandaj.Sabah çok erken kalkmasına rağmen uykuya direndi,uyuyamadıkça sinirlendi,sıkıldı,huzursuzlandı vs...Bir yandan kendime kızdım,söylendim öte yandan “hayır kararlı ol, artık zamanı ilerde daha zor olacak “dedim .Bütün gün kek yap,tatlı yap,çiçekleri saksılarına dik,yemek hazırla vs.derken kendimi de,onu da oyalamaya çalıştım...Uykusu gelip,istediğini alamadıkça kabullenemedi,o ağladı ben ağladım.Derken akşamı ettik,yemek,banyo vs derken tüm gün uykusuz saat 23:00 oldu.Kucakladım,sakinleştirmeye çalıştım.Tv,kitap ,telefon derken yarım saatlik bir ağlama krizinden sonra kucağımda uyuya kaldı...Uyumak değil sızdı aslında...Bu kadar uykusuzluğa ve banyonun etkisiyle “sabaha kadar uyanmaz” diye düşünmüştüm ki; 03:30 da uyandı ve tam 1,5 saatlik bir ağlama krizi yaşadık.Bütün apartman uyanmıştır sanırım.Neler yapmadık,babasına gitmez,yatağına gitmez...Sesi kısılana kadar ağladı.Sabrım,iradem ve sinirlerim çok zorlandı,bir ara eşim “böyle olmayacak ver” dedi,aklıma “gece emdiğini hatırlamaz,geceleri uykusunda emzirebilirsin”diyenler geldi ,ama verirsem hatırlar, bütün emeğimiz boşa gider diye düşünüp emzirmedim.Ben de ağlamaya başlayınca,o da bir yandan ağlayıp,diğer yandan hayretle yüzüme bakarken,küçücük parmağını dudaklarına götürüp “anne sus”demeye başladı.Evi dolan,oyuncak,kitap,tv .artık aklımıza ne gelirse oyalamaya,susturmaya çalıştık.En sonunda salonda koltuğun üzerine bir kez daha uzandım,o da üstüme yatıp uyuya kaldı...İyice uykuya dalmasını bekledim,yatağına yatırırken hala içini çekiyordu...Çok zordu...Sabah uyandı,”anne “diye seslendi,saati 07:30 gibi görmüşüm “eyvah ikinci dalga geliyor”diye yanına giderken,öyle mahsun,öyle buruk bana baktı ve “anne meme uf,bitti”dedi...İçim cız etti.Aldım kucağıma,odada biraz oynadık meğer saat 10:00 olmuş(07:30 nerdeysen çıktıysa?),kahvaltısını hazırladım,yarım-yamalak bir şeyler yedi.Tüm gün çok hareketli geçti(ayrı bir post konusu),çokça oyalandığından hiç anmadı.Bir tek yolda eve dönerken hatırladı,istedi,oyaladık bir şekilde kucağımda uykuya daldı...Eve gelince uyanır diye düşündüm,üstünü değiştirdim uyanmadan yatağına.23:30’dan 01:00’e kadar 3 kere uyandı,üçünde de sakince “anne”diye seslendi,yanına gittim “kucak”dedi.Aldım sakinleştirdim,yatırdım.Gece hiç uyanmadı şükür(temiz havanın etkisi çoktur sanırım)sabah kalktığında yine istedi,biraz mızıldandı.Ben de durumu hatırlattım,babasıyla oyaladık derken anneannemizin yolunu tutup yeni haftaya başladık.
Cumartesi gecesindeki 1,5 saatlik ağlama krizini saymazsak şimdilik iyi gidiyoruz gibi...Bakalım akşam gittiğimde ve bundan sonrasında ne olacak?Umarım bu kadarla kalır ve daha fazla üzülüp,yıpranmaz kuzum...Hala “devam etse miydim?”diye vicdanımı sorguluyorum.Ama ilk 6 ay sadece anne sütü olmak üzere ,dolu dolu 20 ay emzirdim kızımı,çok şükür,helal hoş olsun...Allah herkese de nasip etsin inşallah...
(bu arada bir tanıdığımın 2 genç erkek evlat annesi olan yakını ,kızım daha 6,5 aylıkken görüştüğümüzde “hala emziriyor musun?daha ne kadar emzireceksin?”demişti,ben de şaşkın şaşkın bakıp ” sütüm olursa,o da bırakmazsa emziricem daha,en azından 2 yaşına kadar emzirmeyi düşünüyorum”demiştim,o da”nee?hiç sevmem emzirmeyi, bana kalsa hiç emzirmezdim ama baskıyla iki oğlumu da 3 ay zar-zor istemeden emzirdim,3 aylık olduklarında da hemen kestim,kurtuldum”demişti.İnanamadım,bu kutsal bağ,bu mucize ile ilgili de ilk kez böyle bir şey duydum,böyle düşünüp yaşayanlar varsa kızmasınlar ama gerçekten anlamıyorum,hala da anlayamıyorum,hiç bir zaman da anlayamayacağım sanırım...)
2 yaş olmadı ama 20 ay +2 gün emzirebildim çok şükür(M).İkinci kez anne olursam ,yine bu kadar emzirebilmeyi dilerim Allah’tan...
Bu konuyla bu kadar haşır-neşir olmuşken,özellikle çalışan bir anne olarak EMZİRME REFORMU nunun önemini  bir kez de ben hatırlatmak isterim,hepimiz destek verelim.
Ve Canım kızım,ipek bohçam;benim kucağım sana hep açık,Allah izin verdiği sürece hep yanında olmak için elimden geleni yapıcam...Bizim bağımız kopmuyor,sadece büyüyorsun...Şimdi olmasa bir gün mutlaka olacaktı...Üzülme ve kızma anneye olur mu?
Emziren ve bebek bekleyen tüm annelere bol sütlü,az gazlı günler diliyor,kendi aşamamızı da başarıyla atlatmış olmamızı umut ediyorum...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

CANSU'NUN 1.YAŞGÜNÜ PARTİSİ

Kızımın ilk yaşgününün yaklaşmasıyla(nerdeyse 4-5 ay öncesinden)beni aldı bir heyecan...Hemen internetten araştırmalara,genel hatlarını belirledikten sonra da  hazırlıklara başladım ...
Henüz ilk yılı olduğundan  karakter içeren bir tema belirlemedim.Onun yerine renklere ağırlık verdim.Doğumunda,odasında ve diş buğdayında olduğu gibi beyaz ve pembe tonları kullandım ,desen olarak da puantiye ve ekose.
Doğumgünü tarihinde annemler hala yazlıkta olacağından(dolayısıyla Cansu ve bizde orda oluyoruz,babaanneler ve diğer konukların çoğu da haftasonları Özdere’de oluyor)ilk yaşgünümüzü anneannelerinin yazlığında kutlamaya karar verdik.Daha çok aile içinde bir kutlama olmasında da mutabık kaldık.
Gelelim neler hazırladığımıza;
*Parti süslerini,bir çok araştırma yaptıktan sonra hem iletişimi hem de daha ekonomik olması nedeniyle parti perisi’nden yaptırdım,sipariş verdiğim süsler;(biz resimlerini çekmeyi unuttuğumuzdan,aşağıdaki resimler parti perisi'nden alınmıştır)

Peçete halkaları,

Banner; ”iyi ki doğdun Cansu”yazılı,resimli

Çift taraf baskılı çubuklar;ikramlara batırmak için “Cansu 1 yaşında” ve “DoğumGünün Kutlu Olsun Cansu” yazılı
Kapı süsü; ”Cansu’nun doğumgününe hoşgeldiniz”yazılı

Yuvarlak süsler;kapak olarak “Cansu 1 yaşında”yazılı,
Taç;üzerinde 1 rakamı bulunan prenses tacı(resmi yok malesef,kendi de yazlıkta kalmış olmalı)Davetiye;Kitap ayracı formunda
(diğer fotoğraf ve detaylar burada)
Diğer süslemeler;(balon,ponpon,çiçekler vb.)Kemeraltı ve Çınarlı’daki firmalardan temin ettim
Süslemeler gelince tamamlamam gereken işlere başladım.
Kitap ayracı formundaki davetiyelerimizin ucuna Kemeraltı’ndan aldığım pembe püskülleri ekledim (ön yüzünde resmiyle beraber Cansu’nun ağzından yazılmış davet mesajı,arka yüzünde 2012 takvimi olarak hazırlandı) Eski bir gelenek ve sürpriz olsun diye ,adresleri topladım ,uzun beyaz zarflara davetiyelerimizi koyup ,posta ile davetlilerin adresine postaladım.Davetiyeleri ellerine ulaşan herkes tek tek aradı,hem şaşkınlıklarını,hem de posta kutularında fatura ve firma tanıtımlarının dışında bu davetiyeyi görünce çok mutlu olduklarını ilettiler.Biz de pek sevindik.

İkram kadehlerine hazır aldığım pembe-beyaz puantiyeli fiyonkları slikon lastikle kadehlerin ayaklarına bağladık.
Doğumgünümüze katılan konuklarımıza verilmek üzere 3 ayrı hediye hazırladım.
Bunlardan ilki çok tercih etmesekte,zor zamanlarda kurtarıcı olan kavanoz mamalarıyla yaptığım hediyelerdi.Uzun süre bu kavanozları biriktirdik.İçlerine damla sakızlı ve güllü olmak üzere beyaz-pembe mini lokumlardan karışık olarak doldurdum.Kapaklarını kapatıp,sürfile makasıyla kenarlarını zig-zag kestiğim pembe-beyaz ekoseli kumaşları lastikledim,pembe organze kurdeleri bağladım, kavanoz kapakları için yaptırdığım yuvarlak kartları yapıştırdım son olarak da nazarlık stıckerları ekledim.Aşağıda kavanozun boş halini görebilirsiniz;
İkincisi;Cansu’nun resminden kalbimşekerlemeye cam magnet yaptırdım.Resimli cam magnetleri dikdörtgen pembe tül keselere koyduk,sonra da Çınarlı’daki malzemecilerden aldığım 1 rakamlı cupcake görünümlü pembe-beyaz keselere koyup,kurdeleleyip şeker ağacına astık.(bu ağacı daha sonra Yaman’ın baby shower partisinde kurabiye ağacı olarak kullanmıştık)

Üçüncü ;bence en anlamlısı,en değerlisi...Davetli her aile adına Ege Orman Vakfı’ndan bir adet çam fidanı bağışında bulunduk,her aile adına da sertifikalarını hazırlattık.(bu fidanlar önceki sene yanan ve ağaçlandırılmasına başlanan Seferihisar-Doğanbey mevkiine dikildi)Sertifikalardaki mesaj da çok anlamlı;

"SİZE ÖZEL BİR FİDAN" SN;.......  .........  Ege ormanlarında bu özel gün kadar güzel 1 fidanınız var.Ege'nin doğal güzelliklerinde yaşam boyu mutluluk,başarı ve esenlikler.17.09.2011 yazıyor.
Siz de bağışta bulunmak isterseniz; buraya bakabilirsiniz.

Nasip olursa her sene bu vb.şekilde tekrarlamak ,bunu bir gelenek haline getirmek istiyorum.Davetlilerin dışında ilk yaşından itibaren Cansu’nun ve aile olarak Cansu,ben ve eşim adına da ayrıca 1’er tane bağışta bulunduk.En azından Cansu’nun her yaşında,onun adına yaşı kadar fidan bağışında bulunmak niyetindeyim.(Yani 4 yaşında 4 tane,20 yaşında 20 tane gibi)İnşallah nice yaşlarında nasip olur bunu yapmak...Bu sertifikaların zarflarının köşesine puantiyeli kurdelelerimizle fiyonk yapıp yapıştırdık.

Hediyelerimizi bu poşetlerde misafirlerimize verdik.(Bu poşetleri de Çınarlı’daki malzemecilerden aldım,mavisini de Kemeraltı’ndan almış Yaman’ın baby shower partisinde kullanmıştım)
Masamız ve süslemelerin uygulanmış halinden bir kaç kare...
(ikramlara batırılan kürdanlara renkli boncuklar taktık)




İkram olarak;(tariflerini daha sonra paylaşmaya çalışıcam)(ikramlar annem,ben,Zümriye Teyze,Funda Abla ve Emine Abla ortak yapımı,)
Tuzlular;Renkli patates topları,makarna salatası,kıymalı ve peynirli su böreği(Sini'den),haşhaşlı çörek,zeytinyağlı biber dolması
Tatlılar;havuçlu top,kartopu,mozaik pasta,siyah-beyaz glazürle süslenmiş mini browni,
Pastamız ve 1 rakamlı kurabiyelerimiz MissPasta tarafından hazırlandı.Çok güzel ve lezzetliydiler.Pasta üzerindeki hayvanlar aslan ;Cansu’nun ilk tepki verdiği oyuncağının sarı kumaş aslan olmasından,horoz,kedi ve köpek ilk tanıştığı,seslerini taklit ettiği hayvanlar olmasından,kuzu ise benim onu çoğunlukla “kuzum”diye sevmemden dolayı seçildiler.Resimler buradan alındı.


1.yaşgününde Cansu hediyeleri topladığı gibi kuzenlerine(Handan,Gökçe,Zeynep)ufak hediyeler verdi.Yeğenim Handan'ın hediyesi burada (Handan'ın 1 Ekim'deki doğumgünü için)

Böylelikle İlk yaşımızı sevdiklerimizle ve Cansu'muzu sevenlerle beraber,güzel bir parti ile kutlamış olduk.Kızımızın ilk doğumgününü kutlamak için bizim misafirlerimizi çok güzel ağırlayan anne ve babama,bu güzel günümüzde bizimle olan Cansu severlere de ayrıca teşekkür ediyoruz.

Allah güzel yavrumuza (ve herkesin yavrusuna da) sağlık,huzur,mutluluk,başarı,bereket,neşe dolu aileleri,sevdikleri ve sevenleriyle beraber nice yıllar yaşamayı nasip etsin..

Özel anları ve günleri kutlamayı,yaşamayı,paylaşmayı,güzel sürprizleri,mutlu etmeyi ve bunların verdiği heyecanı,keyfi çok seviyorum.Bu yüzden daha şimdiden Cansu'mun 2.doğumgününün,Yaman'ın diş buğdayının ve ilk doğumgünü kutlamasının,Handan'ın 8.yaşgününün hayallerini kurmaya başladım bile...(Cansu'nun diş buğdayı resimlerini hala bulamıyorum,bulur ya da temin edersem,diş buğdayı partimizi de yayınlıycam inşallah)

Hepberaber,hep güzel günler yaşamamız dileğiyle...



17 Mayıs 2012 Perşembe

20.AY VE BİZ

Bugün kızımın 20.ayı doluyor.(Allah kuzularımızın nice aylarını,yıllarını,sağlıklı ,güzel günlerini görmeyi nasip etsin...bize de ,herkese de )
Ne çabuk geçiyor zaman ...Artık karşımızda bebek/çocuk karışımı bilmiş mi bilmiş bir kız var.Nazar değmesin...
Çok değişti,gelişti,büyüdü (M)Annem ve babam sağolsun çoook büyük emekleri var kızımın üzerinde.Benden,bizden çok daha iyi bakıyorlar eminim.Hepsinden öte ,çok huzurluyum.Haklarını ödeyemeyiz...
Gelelim kısa kısa notlar ve bazı örneklerle bu süreçte Cansu neler söylüyor,yapıyor...
Yaptıkları;
Bu kısımda yapamadıklarını saymak daha doğru olur aslında(M),zira her daim hareketli,muzurluk,yaramazlık peşinde,asla gözden ayrılmaması,sesi çıkmadığında yürek çarpıntısıyla yanına fırlanması gereken dönem.Biz yorgunluktan biterken o hala aksiyon arar bir halde.ama kısaca 1-2 örnek vermek gerekirse;
*bulduğu (en alçak ve en küçüğü dahi olsa)kutu,kova,leğen vb.eşyaların üstüne çıkmak,
*sandalyede ayakta durmak,sallanmak,dönmek vb,
*her daim özgürce yürümek ,koşmak,merdiven inmek-çıkmak,kucağı,el tutmayı,bebek arabasını reddetmek(bu nedenle 2 aydır bebek arabasını almıyoruz yanımıza)
*her gördüğüne,kedi-köpek-kuşa laf atmak,
*bu aralar kısa ağlama-bağırma krizleri,kıyafet ve alt değiştirme itirazları ve iştahsızlık(erken ama iki yaş sendromu gibi görünüyor)
Kelimeleri;
Anne,annetim(annecim)annem ...Hele ki geçtiğimiz günlerde(03/05/2012)bir anda bana dönüp “benim annem”deyip bir sarıldı ki beni benden aldı...Baba,babacım,babası,Kimal(Kemal),anane,ananesi,dedesi,bababi(babaanne)teyzen(teyze),Gokan(Gökhan),Andan(Handan),abla,Maman(Yaman),dayi,
Kummiş(kumriş-kumru),kaga(karga),matı(martı),gedi(kedi),momates(domates)momus(domuz),maşanah(maşallah)inşanah(inşallah),hoşcakan(hoşçakal),hoşgendi(hoşgeldin),göyüşüyüs(görüşürüz),öptüm,hayıllı işş(hayırlı işler),bangili(balina),kapnında(kaplumbağa),şükü(su içtikten sonra şükür),mumurta(yumurta),kuriye(kurabiye),mualli(muhallebi),seviom(seviyorum),bızı bızı(bıcı bıcı),fıca(fırça-diş fırçası)
Şarkıları;(kendi dilince,dili döndüğünce ve melodileriyle söylediği,sevdiği)
Yazdan beri favorisi olan ”haydi gidelim”,dağlar gibi dalgaları”dans edip başını sallarken şimdi dili döndüğünce melodileriyle söylüyor(karadenizlilik yok bizde ama?)”iyi gi toğtun Casu”(iyi ki doğdun anne,Emoş,Ulaş vb versiyonları değişiyor bu ara),”daha dün annemizin””kuzu kuzu me”,mini mini bir kuş”,”kutu kutu pense”,peppe”annem”,”tuvalet”,”bebek şef”hipa hipa hey” ve şimdilerde favorisi “mossa a mossa a mossa”...
Bizi şaşırtan anları ve dialogları;
*Teyzesi yazdan beri yanlış,tehlikeli bir şey yaptığında parmağını sallayarak”no no no”yapar, istemediği bir şey olduğunda artık o bize parmağını sallayıp “no no no” yapıyor
*kızdığımızda ya da köpek havlayıp korktuğunda parmağını ağzına götürüp”sus” diyor
*“anne gel” anne kalkmayınca “annetim gel”(annecim gel-tavlamaya çalışıyor beni)...
*A:bahçede ne var kızım?
C:kayınca(karınca)
A:ne kadar var?
C:bi süyü(bir sürü)
*Parka götürmek için giydirdim tam çıkıcaz eline tokasını almış “anne saçları?”(saçlarımı yapmadın demek istiyor)
*Babası oynarken fazla gıdıklayınca gayet yerinde vurgulamalarla “hayıl baba hayıl”
*dışarıya çıkarken başına şapkasını taktım,o da şapkayı çıkarttı,çok net ”hayıl anne”dedi,yerine koydu.
*oyun hamurlarının kutularıyla oynarken elinde kırmızı kutu bana seslendi ”anne bak kımısı”
*A:”Cansu kuşlar yemlerini nasıl yiyiyor?”
C:parmağıyla zemine vurup”tık tık tık”diyor
*A:uyuyalım mı Cansu?
C:ommas(olmaz)
A:muhallebi yiyelim mi?
C:ommas
A:oyun oynayalım mı?
C:kak(kalk) anne
Cümleleri
“bis gedik”(biz geldik),
”geliom anne”“üşüom anne” ve farklı versiyonları
”uyu maman,buyu maman” Yaman’a ninnisi (Yaman yaklaşık 3 aylık olan kuzeni)
”guşlaa gelin gelin memek(yemek)” sabahları dedeyle kuşlara yem verirken böyle kuşları böyle çağırıyor
Şimdilik aklımda ve notlarımda kalanlar bunlar...
Bundan sonraki süreçteki hedeflerimiz ise,
*Anne sütünden ayırmak,(inşallah en kısa zamanda-gözüm korktuğu için haftasonunu bekledim biraz,gece uykusuz kalırsam diye ama haftasonları da tüm gün beraberiz daha da zor olabilir  bilmiyorum)
*Tuvalet eğitimimizi tamamlayıp bezden kurtulmak(bu konuda hiç baskı yapmıyorum,umarım bu yaz alışır,alışmazsa da 3 yaşına kadar yolu var)
*Uyku,beslenme düzenimizi rutine oturtmak(malum biraz iştahsızlık,kahvaltıyı reddetme durumlarımız var ve hala inek sütü içmiyor,haftada 1 içerse şükrediyoruz,yoğurt ve muhallebi ile takviye yapıyoruz)
Kısaca Cansu’dan haberler böyle...İyi ki doğdun,iyi ki varsın kızım...Sağlıkla,huzurla,mutlulukla büyü.Mutlu bir bebek olduğun gibi,mutlu bir birey de olursun inşallah..
Allah hepimize kuzularımızın sağlıklı,huzurlu,mutlu,neşeli,günlerini göstersin.

16 Mayıs 2012 Çarşamba

HAFTASONUNDAN-BAŞINDAN KISA NOTLAR

Yoğun geçen haftasonundan kısa notlar...Geçen haftalarda çok yorulmuş olmam nedeniyle bu haftasonu “hiçbirşey yapmıycam “kararını havanın etkisiyle de kısmen uygulayabilmiş oldum..
Cumartesi sabahıyla beraber Cansu’nun iştahsızlığına resmen tanık oldum,ne yapsam yediremedim.Önce biraz ısrarcı oldum ama sonradan vazgeçtim.Azcık bir şeyler atıştırdı,evi ,sağı-solu topla derken mızıldanmaya başladı ve uykuya...O uyuyunca günün kahvesi,bloglar vs.hava kapattı ve inanılmaz bir yağmur başladı.Hal böyle olunca baktım uyku yok gözümde(aslında çok uykusuzdum ama)aldım kitabımı elime,üstüme ince bir örtü kıvrıldım salondaki koltuğa.5-10 sayfa okuduktan sonra gözlerim ağırlaşmaya,uyku beni çağırmaya başlamıştı ki; “anne”diyen bir meleğin sesiyle kalktım.Halbuki sadece 1 saat olmuştu daha yatalı.Koynuma aldım beraber uyuruz diye ama hiç oralı değil.”Acıktı kesin,ondan kalktı,bir şeyler yedireyim “dedim.Bin bir oyunla yemeğinin yarısını yedirebildim.Sonrasında biraz oyun,parmak boyasıyla tanışma(fotoğraf çekecektim ama ne mümkün)önce ellerine yaydı,sonra bir parmak daha bandırıp ben engelleyemeden tadına baktı.Bu sevdadan hemen vazgeçip,yıkanıp paklandık.Ve tabi ki sürekli yapışık olma ,anne sütü isteme modunda olduğundan neyle oyalayacağımı şaşırdım.Bir süre sonra oyun hamurlarını çıkarttık,hoş hamurlardan ziyade kutularıyla daha çok ilgileniyor.Akşam ikinci bir yememe krizi...Babamız geldi,oyun,uyku derken geceyi ettik.
Pazar sabahı kalkınca,organize olup,annemler ve ablamlarla Patlıcan’da (İnciraltı’nın çok eski  kahvaltı-gözleme  evi)buluşmaya karar verdik.Abim erkenden Denizli’ye dönmek zorunda olduğundan bize katılamadı.Biraz geç de olsa buluşabildik,çok kalabalıktı.Ben gitmeyeli uzun süre olmuştu.Eskiden sadece kapalı,sedirli alan varken ,şimdi açık havada çardaklar,puflar ve masalar,oyun parkları vs ilave olmuş,güzel olmuş. Geçmiş dönemlere göre fiyatları biraz yükseltmişler ama kahvaltısı güzel,servisi hızlıydı.Cansu kahvaltısını yaptı demeyi isterdim ,evet bir şeyler yedi ama yeterli değil,üstelemiyoruz.Çay,kahve,tavla faslı yapıldı,çocuklar parkta gönüllerince oynadı ,uyku ve yorgunluk anlarında anneye yapışıldı.Hediyelerimizi verdik,sohbetimizi ettik,güzel vakit geçirdik.Allah tekrarlarını nasip etsin...
Ordan sonra kayınvalideme gitmek üzere yola koyulduk,Cansu arabada uyku kriziyle yine bana yapıştı ve 15 dk.kadar uyudu,babaannesine varıp,yatağa yatırınca kalktı,ve yorulan çocuk o değilmişcesine hareketliliğine tam gaz  devam etti.Babaanneyi de alıp pazara gittik,alışverişimizi yaptık,kışlık bezelye ,yaprak ve enginarlarımızı yüklendik,balıklarımızı alıp eve geçtik.Yolda  ve evde uyumasın diye akla karayı seçtik.Babamız balıklara,ben salataya giriştik,Cansu’da bulduğu her fırsatta koltuğa ,halıya yayıldı.Kızıma da balıklarını ayıklayıp,önüne koydum,ağırlıklı salata olmak üzere arada balıklarla beraber her yerini yağlayıp yemeğini yedi.Biz de yemeğimizi yiyince doğru banyoya...O kadar yorgun ve uykusuzdu ki nerdeyse banyoda uyuyacaktı...Cansu uyuyunca sağı-solu topla,haftaya hazırlan derken güzel bir günle haftasonumuzu tamamladık.
Pazartesi ‘yle beraber yoğun haftamıza başladık,gün hızlı geçti.Akşamına yemek telaşı ,Cansu’yla oynayıp,onu uyuttuktan sonra,oturduk 10 kg.luk bezelyenin başına,ayıkla,şokla,poşetle,dondurucuya kaldır derken saat almış başını gitmiş.Eşimle sütlü bir kahve içip,kışlık bezelye,taze yaprak(bakalım ben sarabilecek miyim?)ve enginarları hazırlamanın verdiği keyifle(Allah yemeyi nasip etsin),kitabıma yumulup,günü bitirdik.
Yaza da,güzel domatesleri şişelemeyi planlıyorum...(Aslında  mutfak konularında pek böyle istekli,marifetli değilimdir ama ben de değişiyorum sanırım)
Diğer konuya gelince,yani Cansu’yu anne sütünden ayırma konusu...Hala sözlü telkinlere devam ediyoruz,inşallah yakın zamanda uygulamaya geçeriz...İkimize de bol şans...

15 Mayıs 2012 Salı

ZOR OLACAK AMA....

Ben ki,bu konuya en başından beri hep hevesli ve istekli, ilk günlerimizi hiç saymıyorum saati kurar heyecanla kalkar o uykusuzluğu,uykunun bölünmesini hiç umursamadan kucaklar(ki benim kadar uykucu bir insandan beklenin üstünde bir performanstır)hele ki yenidoğan sarılığı olduğunda,yara olmuş,acımış hiç umursamadan bir yudum mama vermesinler yeter ki diye saatlerce emzirmek/sağmak için ter dökmüş,aman bu süt azalıyor mu diye (kuzuların otları yiyişi gibi) dereotlarını demet demet yemiş,börülce,incir,kuru dut,rezene,malt ve süt arttırıcılarla neredeyse akraba olmuş,gündüzün dışında her gece sabaha kadar min.2 lt.suyu devirmiş ,ek gıdalara geçtiğinde bile gecelerce sayısını unuttuğum kalkışlarıma hiç isyan etmeden,40 derece İzmir sıcağında yapış yapış yazını,bize göre soğuk kışında buz gibi olan sırtımı düşünmeden,her diş çıkarışında kanatana kadar dişlemelerinde,canımı acıtıp yüzüme gülerek baktığında bile sadece sessizce ağlayıp(tabii can acısıyla kızdığım da olmuştur), hiç bencillik etmeden devam ettim emzirmeye...Doğumdan sonra işbaşı yaptığım günden bugüne kadar her gün işyerinde sağdım,günübirlik gittiğim İstanbul toplantılarım dahil...Böylelikle  kahvaltılarını hala annesinin sütüyle yapar,az miktar stoğumuz bile var(M)(benim yaptıklarım ekstra değil ,bunlar olması gereken bence,doğası böyle,ama biraz kendimi dökmeye ihtiyacım var sanırım,o yüzden “eee biz de yaptık bunları ne var ?”demeyin ne olur)
1.yaşını doldurmasıyla beraber,”hadi kes artık,alacağını aldı”zaman daha da geçtikçe “hadi büyüyor,büyüdü,bıraksın artık,kocaman oldu,ayıp vb” konuşmalara rağmen devam ettim.Hep”kendiliğinden bırakır olmadı 2 yaşına kadar yolu var “dedim.Doktorumuzun önerisiyle yalancı emziği 18.ay dolmadan(2,5 ay önce)bıraktırdım...(çok bağımlı değildi ama uykuda mutlaka isterdi-ilk bir kaç gün çok zorlandık)Tabi sonrasında gerçeğine iyice düşmeye başladık.Ben de çok dirençli davranamadığımdan(yorgunluk,uykusuzluk vb.nedenlerden-benim de hatam var),özellikle son 2 haftadır bu durum iyice arttı, yanımızda yatmak,onunla uyumak istemeler olarak şekil değiştirdi.
Son 5 gündür de bu konu olay haline gelince,ben de“bak artık uf oluyo,bye bye ,hoşçakal ,güle güle diycez bitecek artık”şeklinde telkinlere başladım.Asıl Cuma günü kararımı aldım”anneler günü geçsin,bu ay bitmeden bu işi halledicem nasipse”dedim kendime.Neden mi?Cuma akşamı koşa koşa kızıma gittim,kapıyı açtılar,yüzünde kocaman bir gülümseme,gözler ışıldıyor,kollarını açmış (M)(“ne çok özlemiş kuzum beni”diye geçiriyorum içimden)“memeeee”diye atladı kucağıma ....”Anne” değil yani....Kızdım,bozuldum,içim buruldu vs.vs.Bir sürü karışık şey...Haftasonuda birbirimize yapışık durumda olunca kararım pekişti.Bir sürü araştırma yaptım,okudum,bir çok farklı yöntem var...Bazıları akla yatkın,bazıları etkili olsa da bana çok uzak...Nasıl yapıcam bilmiyorum ama kademeli olarak ve bu yöntemlerden birini seçerek artık yapmalıyım.(çok şükür çok uzun süre bunu yaşayıp,paylaşabildik)
O’nu üzmeden,kırmadan,incitmeden,sevgimizi eksiltmeden ,bağımızı inceltmeden...
İnanın düşünürken,yazarken bile içim titriyor,kötü oluyorum...O koynuma sokuluşu,gözümün içine bakışı,vermeyince beni tavlamak için oyunlar,sevimlilikler yapışı,hatta geçen sabah 05:00 gibi uyanıp ben itiraz edince,sırf beni kandırabilmek için ,10 gündür 1 kere bile söyletememize rağmen Peppe’nin” Annem”şarkısını yarı uykusunda söyleyip arkasından kapalı gözleriyle kocaman gülmesi,kucak kucağa yatışımız ve daha çoook fazlası...Kızım için ne kadar zorsa ,benim için de o kadar zor olacak biliyorum...Aynı emzirmeye başlamak,alıştırmak,kaliteli ve bol sütü sağlamak kadar ,emzirmeden ayırmak ta zormuş...


Ama artık 20.ayını doldurmak üzeresin ipek bohçam...Ve gittikçe bağlanman seni de, beni de daha çok üzecek ilerleyen günlerde ...Bu yüzden beraber kararımızı alalım(burda annen senin adına karar veriyor)sen de annene yardımcı ol ve sabırla ,birbirimizi kırmadan ,çok ağlamadan başaralım bu işi olur mu?
Benim koynum,kucağım sana hep açık kızım,Allah izin verdiği sürece hep seninleyim ve seni çok seviyorum....

13 Mayıs 2012 Pazar

ANNELER GÜNÜ...

Aslında çok dolu doluydum, Anneler Günü nedeniyle uzun uzun yazasım vardı.Anneme,kızıma,kendime...
Ama hafta başından beri kendimi (bu haftasonu hiçbir şey yapmıycam diye şartlandırmıştım-zira geçen 3-4 hafta çok hareketli ve yorucuydu)tembelliğe şartlandırmış olmam,sol bacağımdaki anlam veremediğim ağrı,bir de bugün usul usul başlayıp sonra şiddetlenen yağmur ,kapalı hava buna bağlı olarak değişen ruh halim ve sağolsun Cansu'ya yemek yedirmeye çalışmakla tükenen enerjim yazmama olanak vermedi...Bu nedenle çok özet  ve sıradan oacak belki ama,

Anneler Günümüz Kutlu Olsun...Evlatlarımızın da bugünleri kutladıklarını görebilelim inşallah.Ayrıca bu duyguyu yaşamak isteyip te yaşayamayanlara da Allah istedikleri zaman da sağlıkla,hayırla nasip eder inşallah....

Sevgiler...


11 Mayıs 2012 Cuma

HOŞGELESİN YAMAN BEBEK PARTİSİ

Merhaba,
14/01/2012 'de ablama yakın arkadaşı ile sürpriz bir baby shower partisi yapmıştık...
Çok büyük gizlilik içinde 1 ay kadar bir sürede hazırlandık.Anneler,akrabalar,kuzenler,yakın komşu ve arkadaşlar derken yaklaşık 15-20 kişi ile sürprizimizi gerçekleştirdik.
Partinin detayları ve fotoğrafları aşağıdaki gibi...

*Öncelikle herkes tek tek arandı gün-saat,sürpriz olacağı için gizliliğin önemi belirtildi,biraz da yüz kızartarak mümkünse bir çeşit ikram hazırlamaları rica edildi,(bebek ihtiyaçlarının çoğunu almış olduklarından,enişteyle karar verip ihtiyaç listesi hazırlamadık)
(Bu parti için nette çokça araştırma yaptım,maalesef  şimdi hatırlayamadığım sitelerden yararlandım,örnek parti fotoğrafları ve anlatımlar da ilham oldu..-özellikle bir yabancı siteden çok faydalandım-bulursam ekliycem)
Ve gelelim benim yaptıklarıma:

                                                    Bezden pasta ve cupcake hazırladım,

                                    Aldığım hediyeleri(Body,tulum,çorap vb)sepette dizayn ettim,
                                               Diğer hediyeleri de tüllerle,kurdelerle süsledim,
Sandalyeleri süslemek için mavi-beyaz tüllerden büyük fiyonklar hazırladım

Çift taraflı kapı süsünü hazırladım,gelenlerin yakasına ve kurabiye poşetlerinin arkasına yapıştırılmak üzere stıcker bastırttım(resimlerini bulamadım-nedeni ve sorumlusu tahmin ediliyor ya neyse)

Gelenlere verilmek üzere;
Ikea’dan aldığım mumluklara hindistan cevizi kokulu tealıght mumlardan 3 tane koydum,iki renkli nazar boncuklarından 10-15 tane ekleyip beyaz keselere yerleştirdim.Keselerin kurdelesine de mavi plastik emziklerden takıp bağladım.
                                                                 hazırladığım mumluklar
toplu görünüşleri 
                            Bir de internetten bulduğum nazdansabun’a ekteki sabunları sipariş ettim.
                                         Hediyelerimizi hazırlayıp,aldığım bu poşetlere koydum.

Parti günü geldiğinde,önceden organize olduğumuz üzere arkadaşı,ablamla-yeğenimi alıp,kursa götürdü,onlar evden çıkınca eniştemiz beni aradı,biz de start aldık.Hazırladıklarımızı arabaya yüklerken eşim bile dedi;”sanki çeyiz götürüyoruz,bu çocuklar evlenirken neler yaparsınız kim bilir?”Cansu’yu anneanneye bıraktık,ablamlara geçtik.Enişteyle başladık süslemeye...
Balonlar şişirildi,masa hazırlandı,tül sandalye fiyonkları yerini aldı,anne sandalyesi süslendi,Hediyeler yerini aldı,salon duvarına çektiğimiz ipe Yaman’ın kıyafetleri mandallandı,kurabiyeler etiketlendi ağacına yerleştirildi,hediyeler poşetlendi.Misafirlerimiz gelmeye başladı,sağolsunlar hepsi birbirinden lezzetli ikramlar hazırlamış ellerine sağlık.Gelenlerin yakalarına stıckerları yapıştırıldı.Özlem ablamın(kuzenim)fikriyle artan mavi emzikler kurdeleye geçirilip kolye yapıldı,herkes taktı...

salon genel görünüş

peçetelerimiz

bez pastanın son hali

bez cupcakelerin son hali
(arkadaki mavi rulo da ördüğüm battaniye-ayrı bir post konusu çıktı)

diğer hediyeler(battaniye,terlik,sabahlık)

masamız genel görünüm
(arkadaki kırmızı parça Yaman'ın GS eşortman takımı,babası konsept dışı olsa da mandallansın istedi)


kurabiye ağacı detay

annenin sandalyesi



Hepimiz hazırlanıp gelmelerini beklemeye başladık,ablamı evden zorla çıkaran arkadaşı bu sefer de eve döndürmek için çaba sarfetti.Tabi bu arada ,ablam her şeyden habersiz olduğundan şok geçirmesin,kaş yapalım derken göz çıkarmayalım diye,kapıda karşılayacak olan eniştenin”sana ufak bir sürprizimiz var “demesine karar verdik.Kapı çaldı,sessizlik...
Salon kapısı açıldı ve sürpriiizzz...

Çok heyecanlandı,sevindi,şaşırdı,ağladı,güldü, en önemlisi de mutlu oldu...

O anın hiç fotoğrafı yok kameraya çektik,ama  ablamın o hali hala gözümün önünde...Ömrünüz hep böyle güzel sürprizlerle dolu olsun inşallah...

Yedik,içtik,sohbet ettik,arkadaşının hazırlıklarını yaptığı parti oyunları oynandı
*annenin(hamilenin) karın genişliğini tahmin etme(herkesten tuvalet kağıdı rulosundan istediği kadar kopanması istenir,en son annenin karnı tuvalet kağıdı ile sarılır bu ölçüye en yakın tahmini yapan kazanır)
*en hızlı bez bağlama,(katılanlardan oyuncak bebeğe en hızlı ve doğru şekilde bebek bezi bağlanması rica edilir,her kişi de süre tutulur,en kısa zamanda bağlayan kazanır)-Bu yarışmaya adil olmaz diye annemi dahil etmedik,torunları sağolsun pratiği çok fazla ve hep taze(M)
*A’dan Z’ye en çok bebek eşyası yazma(önceden satırbaşları A'dan Z'ye harflendirilmiş kağıtlar katılanlara dağıtılır,süre başlatılır(örn:4 dkgibi)verilen sürede ilgili harflerle en çok bebek eşyası yazan kazanır.Örneğin; B-biberon,burun aspiratörü,body,beşik, C/Ç-cibinlik,...vb)
kazananlara ayrıca ufak hediyeliklerden verdik.Yaman bebeğe ve güzel ablası  Handan’a  gelen hediyeleri açtık...
En son MissPastam’dan sipariş ettiğim güzel ve lezzetli pastamızı kestik,Aylin Hanım'ın ellerine sağlık pasta ve kurabiyeler yine harikaydı.
Bu güzel günü keyifle,mutlulukla tamamladık...
                                                                       veee pastamız
Daha doğmadan güzel annesini partilerle motive ettiğimiz,kendisini heyecanla beklediğimiz Yaman bebeğimize 24/02/2012 saat 08:35’de sağlıkla kavuştuk şükürler olsun...

Sağlıkla,hoşgeldin Yaman bebeğim....
İyi ki doğdun,iyi ki geldin teyzem,akça pakça oğlum benim...
Allah nazarlardan korusun,bahtın güzel olsun canparçam..
Her günün böyle sağlıklı,hayırlı,mutlu,huzurlu,neşeli,keyifli,bereketli geçsin inşallah...
İlk göz ağrım, güzel ablan,Handan'ım gibi güleryüzlü,sevgi dolu,içten,neşeli ol inşallah kuzum...


Hepimizin günleri böyle güzel,neşeli,huzurlu,mutlu olsun inşallah....

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Çocuk Kazak Modeli


Merhaba
Bu kazak bizim ofis ablamız,Birsen Abla’nın marifetli ellerinden …
Bu torunu Boran’a ördüğü bir kazak.Kendisi örgü konusunda çok yetenekli olup(M)bana da çok yardım etmiş,yapamam dediğim bir çok konuda da yüreklendirmiştir.Görüntüleyebilirsem diğer ördüklerini de paylaşırım …(Kış bitti ama bizim örgülerin görüntüleri bu ara gelicek sanırım,zamanlama pek olmadı ama)



İp; Alize Lanagold (sanırım Melanj rengi)

örnek detayı

görüşmek üzere...


KURDELE NAKIŞI TİTANYUM TEKNİĞİ

Merhaba,
Annemin uzun süredir üzerinde çalıştığı bu teknik fazlaca emekli ve uğraştırıcı.Kullanılan malzemelerin için titanyum örgü boru olmasından bu adı alıyor sanırım.Bu tekniği öğrenmek için takı kursundan ayrıca destek aldı annem...
(resimlerde parlama ve yansıma var malesef,bundan sonrakileri camlanmadan yakalamayı umuyorum)
Güzel anneme maşallah diyor ve resimlerine geçiyorum...



Detay


Pano Formunda da düşündük



Görüşmek üzere...