29 Ocak 2013 Salı

Günler...

Günler yoğun geçiyor… İzine/tatile çıkacakmışım gibi bir hareketlilik var içimde ama öyle bir plan yok şimdilik.(tatile çıkan öğrencilerden-başta Handan’dan- etkilendim herhalde biraz)
Cuma akşamı Konya’dan döndüm. Gitmek için hiç istekli değildim, garip ve anlamsız bir şekilde önceki seyahatlerime göre daha tedirgin ve huzursuzdum. Gidişim, seyahatim, işlerin akışı sorunsuzdu çok şükür. İstanbul-İzmir uçuşu biraz tedirginlik verdi, sıkça yaşanan hava boşluğu nedeniyle. Bir de tam o anlar da öğrendim; bizden önceki seferlerde bir uçağın motoruna yıldırım düştüğünü! Neyse bol yağmurlu İzmir’ime sağ salim ulaştık. Şiddetli dolu yağışıyla annemlere ulaşıp, kavuştum kuzuma. Eşyalarımızı toparlayıp,evimize geçtik. Çok özlemişiz birbirimizi… Günlerin uykusuzluğu, yorgunluğu ve hasretiyle  geç saatlerde teslim ettik kendimizi uykuya…
Cumartesi sabahı kahvaltı,evi toparla,Cansu’yla oyun oynama,dergi-kitap okuma derken onu uyutup,kalan işlere daldım.Akşam üzeri Handan ve babası bizi almaya geldiler.Annemlere gittik yemek için.İlk kez o akşam fark ettim;kızlar büyüyor,büyüdükçe aralarındaki yaş farkı,farklılıklar azalıyor…Beraber oynuyor,dans edip,şarkı söylüyorlar.Daha bir kardeş gibi,daha bir kuzi olmuş gibiler.Maşallah…Önceki toplanmalarımızda anlaşamıyorlar,biz de sıkılıp,geriliyorduk,bu nedenle olsa gerek; yardım için hemen mutfağa geçince annem; “aman kızım,siz mutfağı,sofrayı bırakın çocuklarınızla ilgilenin”dedi. “dur bakalım bi başlasınlar,sorun olursa müdahele ederiz”dedim ben de …Maşallah kızlar süperdi,salonun bir köşesine yastıklarla yuva yaptılar,oyuncakları taşıdılar,evcilik oynadılar…Bir ara Cansu “anane kotuğu aç,bis zıplıcas”diye tutturdu… Yaman paşam da büyümüş,ifadeleri,bakışları değişmiş veee yürümeye başlamış oğlum…Maşallah ona da…Babamın dediği “pamuk efe”….Hep beraber yemek yendi,maç seyredildi,sohbet –muhabbet… Güzeldi,keyifliydi… Nicelerine inşallah…
Pazar sabahı geç kalktık,kayınvalidemleri alıp,Çiçekliköy’e kahvaltıya gittik.Hava yağmurluydu ama ortam,manzara çok güzeldi,neredeyse ormanın içindeydik…Kahvaltıdan sonra eşimin işi sebebiyle Selçuk’a uğrayıp,Bayındır’a geçtik…Hava karardığından kuzulara,ineklere bakamadık.Bir Mazlum’unu(meşhur köpeğimiz)görebildi bizimki.Koyunlar yeni doğum yapmışlar,bir tanesi (Can)küçük doğmuş ,onu eve alıp biberonla beslemişler hep,kuzucuk büyümüş ama annesini emmiyor,hep biberondan istiyormuş sütünü.Cansu’da kuzuları merak edince,yenge Can’ı kaptığı gibi getirdi,biberondan sütünü içirdi.Cansu şaşkın şaşkın bakakaldı.Sevsin mi,korksun mu? Şaşırdı…Hazırlanıp,çıktık,merkezde bir şeyler yiyip,eşimin akrabalarının nişan törenine gittik.Yüzükler takılıp,pasta kesilince de kalkıp,İzmir’e döndük.Kuzum yolda uyumuştu,saat geç olunca  banyosu da kaldı.Üstünü değiştirip uykusuna devam ettirdim.Ben de eşyaları yerleştirip,duş alıp uykuya…
Pazartesi sabahı uyandırılıp,giydirilmek Cansu için zor ve sıkıcı oldu(4 gün boyunca uyandırılmadığından olsa gerek)ağlaya-sızlaya çıktık evden.Anneanneye gidince öğrendik ki;bir sürpriz bekliyormuş bizi…Meğer Handan Cumartesi’den beri annemlerdeymiş,eve gitmemiş…Cansu kuzum bunu duyunca koşa koşa girdi eve…Annemler anlattı sonradan;bizimki gitmiş Handan’ın yanına
“Handaaan,hayatım hadi kalk ,kavaltı yapcas”deyip,öpüp,uyandırmış.Dedesi “Handan değil,abla de”deyince de “abla değil,o bi Handan”diye vermiş cevabı J
Annem ikisini yıkamış,uyutmuş…Güzel güzel oynamışlar,maşallah…Akşam işten çıkınca annemlerden önce Candostum’a uğradım,annelerine gelmiş o da(23 yıllık çocukluk arkadaşıyız,üniversite hariç evlenene kadar aynı apartmanda oturduk,annelerimiz hala aynı apartmandalar)Yarım saat kadar sohbet ettikten sonrap,Cansu’ya almaya çıktım.Handan’dan ayrılmak istemeyince “anne sen git ben buda kacam”diye tutturdu.Handan’ı diğer odaya gönderip, “babası almaya geldi,evine gitti,yarın yine buluşacaksınız” deyip eve götürebildim.İpek kızım büyüyor.Kapıdan çıkarken anneannesine teşekkür etti,annem de “gel bir öpeyim kızım” dedi,öpüştüler,Cansu bir an durdu,döndü “dedemi de öpiyim”dedi,koştu odaya dedesini öpmeye….Hey Allah’ım maşallah…
Akşam evde,oyun oynadık,kitap okuduk derken,pijamalarını giydirdim,sütünü yaptım,içti “anne sütümü içtim,ben uyuyim”dedi….MAŞALLAH !Tarihe geçsin diye yazıyorum… “odaya gidelim,kocaman yatağa”dedi.Gittik,ışıklı/sesli kaplumbağasına sarıldı,salladım ve 15 dk.da uyudu.Saat 22:18’di.Maşallah inanamıyorum hala.Gündüz de aynı saatlerde,aynı süre uyumuş,şaşırdım,bir yandan da “keyfi mi kaçacak?” diye tedirgin oldum.Alışkın değilim napayım?
Sabah yine uyanmak istemedi,ağlayarak,zorla giydirdim “Handan bekliyor,fırından gevrek-boyoz alıcam size”dedim,kapıdan çıkınca sakinleşti.Kucağımda çıktık annemlere “deden size gevvek aldım,boyos aldım”diye başladı anlatmaya…Annem de “hadi gel kızım Handan’ı uyandıralım” dediğinde,beni öpüp,çoktan unutmuştu bile…Bugün de güzel güzel geçiniyorlarmış maşallah…
Tatil fırsatıyla,Handan anneanne-dedesi ve Cansu’yla ,Cansu da Handan’ıyla güzel zaman geçiriyorlar…Bizimkiler yoruluyorlardır ama,torunlarıyla olmak da ayrı keyiftir mutlaka…
Yarın günübirlik Uşak,Perşembe Manisa iş seyahatlerim var.Cumartesi de Derinsu’nun doğumgünü.Güzel,yoğun bir hafta…
Herkese mutlu günler,sevgiler…

Dostluk Mimi...


                                                            Bunları biliyor muydunuz?

Hassas kişilerin aslında en güçlü olduğunu, her şeyin üstesinden tek başlarına gelebildiklerini? 
Başkalarına nezaket gösterenlerin, kaba davranışlara en fazla maruz kaldığını? 
Sürekli başkalarıyla ilgilenenlerin aslında ilgiye en çok ihtiyaç duyanlar olduklarını?
Söylemesi en zor üç sözün “Seni seviyorum!” “Özür dilerim!” ve “Bana yardım et!” olduğunu? 
Biliyor muydunuz? 

Birinin mutlu görünmesi onun her daim mutlu olduğu anlamına gelmez; yüzündeki o gülümsemenin ardına bakarsanız, belki aslında ne kadar acı çektiğini ve gülümsemenin acısının üzerine beceriksizce örtmeye çalıştığı bir perde olduğunu görebilirsiniz.

Şu anda sorunu olan bütün dostlarımız için bir iyi niyet hareketi başlatalım. 

Blogumuza bu yazıyı kopyalayıp yapıştıralım. Belki bir aile sorunları, sağlık sıkıntıları, iş dertleri, o ya da herhangi bir konuda endişesi olanlara ve sadece birinin umursadığını bilme ihtiyacında olanlardan bir tanesi, birimizin blogunda rastlar ve bir anlık da olsa dünyada başkalarını düşünen insanlar da olduğunu fark eder. 

Bunu hepimiz için yapalım, çünkü kimse sorunlardan bağımsız değildir. Umarım bu yazıyı bütün blog dostlarımın duvarında görürüm. Bazılarınınkinde  göreceğimi biliyorum! Ben bir dostum için yaptım ve isterseniz siz de yapabilirsiniz. Çok basit, başka mimlerde olduğu gibi uzun uzun bir şeyler yazmanıza bile gerek yok, kopyalayıp yapıştıracaksınız. 
O kadar.  :) 




28 Ocak 2013 Pazartesi

Örgü cepken bebek yeleği


Yeğenim Yaman Paşa için yelek örmek istiyordum ne zamandır,İnternette gezerken bu modeli görüp çok beğendim.Hemen hemen aynı adımları izleyerek ördüm.Marifetaneye  buradaki anlatımı için çok teşekkür ederim,açıklayıcı anlatımı sayesinde kimseye sormadan ördüm,bitirdim.


Benim ördüğüm cepken yeleğin ipi,sayıları,yapılışı ise şöyle;
İp: Nako Lüks Minnoş Kale Taşı 131 (1 yumak) Şiş: 3,5 numara Beden:  1-1,5 yaş için
Önler;  3 ilmek başlayıp,her sırada kenarlardan arttırarak haroşo ördüm.32 ilmek olunca,arttırmadan 3 sıra daha ördüm.Ön bant için 6 haroşo ,sonra sırasıyla 8 düz-10 haroşo(cep görüntüsü için)-8 düz ördüm.Cep için örülen 10 haroşo 4 sıra olunca tamamını düz örmeye devam ettim.59 sıra düz örgü örülmüş olunca,kol için 10 ilmek ilmek haroşo kalanı düz ,ön bant haroşo olarak devam ettim(yani  6 haroşo -16 düz -10 haroşo )kol oyuntusu için 4 sıra haroşo örülmüş olunca 6 ilmeği aynı sırada kesip,4 haroşoyla devam ettim.Diğer taraftan yaka içinde her sırada ön bantın 6.haroşonu hemen yanındaki düz ilmekle beraber örüp ilmek azaltmaya(kesmeye)başladım.Toplamda 18 ilmek kalınca,kesme işlemi yapmadan 10 sıra daha örüp,tüm ilmekleri aynı sırada kestim.(sol önde haroşo olan bant kısmında 6 sırada bir ilmek açtım)
Sağ önde ise örgüyü bitirirken 6 ilmek olan haroşo bantı kesmeyip  örmeye devam ettim.(Üç parçayı diktikten sonra,arka parçanın ense kısmı ile beraber dikip,diğer ön bantla birleştirip,yakayı yapmış oldum.)


Arka; 68 ilmek başladım,3 sıra haroşo ördüm.Sonra 59 sıra düz örgüyle devam ettim.Kollar için her iki baştaki  10’ar ilmeği 4 sıra haroşo ördüm,her iki baştan 6 ilmeği aynı sırada kesip, 4 ilmek haroşo ile düz örmeye devam ettim.Ön parçalar  ile aynı uzunluğa gelince 56 ilmeği 18-20-18 olmak üzere üçe böldüm.ilk 18’i örüp,sonraki 20 ilmeği aynı sırada kestim(ense için)sonraki  18 ilmeği iki sıra örüp aynı sırada kestim.Şişte kalan ilk 18 ilmeği de dönüp iki sıra örüp aynı sırada kestim.


Üç parçayı dikip,sağ önde yaka için ayrıca uzun ördüğüm bantı enseye dikip,diğer parçadaki ön bantla  birleştirip,yeleği tamamladım.(Farklı olarak cep görünümündeki haroşa bölüme de birer tane düğme diktim)
Anlatabilmişimdir umarım…Örnek ve anlatım için Marifetane’ye tekrar teşekkür ederim…
Yaman paşamda iyi günlerde kullansın inşallah…
Sevgiler..

Konya….

MEVLANA
 Uzun zamandır görmek istiyordum,hatta eşimle beraber gitmeyi  çok istemiştik.(öğrencilik hayatının 4 senesini Konya’da yaşamış)Nasip bu günlereymiş…

İstanbul aktarmalı uçuştan sonra 15:30 gibi vardım Konya’ya…Hava gayet güzeldi,aynı İzmir gibi…Acil yapılması gereken işleri halledip,kapanmasına 40 dk.kala Mevlana’yı ziyaret edebildim…Sanki çok uzun zamandır karşılıklı beklenilen bir ziyaret gibiydi…Farklı,anlamlı,huzurlu…Her ne kadar aceleyle geçse de,kalabalık olsa da güzeldi,değerliydi bu ziyaret benim için…

Hz.Mevlana

Sakal-ı Şerif





 Akşamına toplantı,Havzan Et’te etli ekmek,bıçak arası afiyetle yendi,çay-kahve keyfi yapıldı…Raporlar çalışılıp,hazırlandı,02:00’ye doğru uyuyabildim…
İkinci gün sabah-öğle arası koşturmaca,rapor,ziyaretler.Öğle yemeği için Tiritçi Mithat’a gittik.İskender dönerin( kiremit tabakta) değişik hali ama çok lezzetli(etinden,tereyağından mıdır bilemedim harikaydı,öneririm…)Ardından Aziziye Camii ziyaret edildi,camiinin yakınında Türk kahvesi içildi…Öğleden sonra aynı yoğunlukla devam etti.

Tiritçi Mithat

Aziziye Camii

Aziziye Camii giriş

Aziziye Camii





 Akşam üzeri Şems-i Tebrizi… Aynı adı taşıyan camii içerisinde olduğundan,namazın bitmesini bekledik…Tarif edilemeyecek kadar huzur verdi bana…Garip,sıcacık,kucaklayan,sakinleştiren bir havası var…Okuduğum kadarıyla da Mevlana’dan daha çok etkilemiş,daha yakın gelmiştir bana Şems…Ziyaret ederken de öyle hissettim…Belki daha sakin oluşundan,daha yakın,rahat olabilmekten?zaman kısıtı ve etrafta sürekli birilerini uyaran güvenlik görevlileri olmadığından?bilmiyorum….O küçücük,kendi halinde,mütevazi Camiide saatlerce kalabilirdim.Ki çıktığımda fark ettim,yarım saat kadar bir köşede oturup öyle kalmışım…
Bana çok iyi geldi…


Şems-i  Tebrizi


Şems...

Akşam Kule Avm .de yemek yiyip,Kuleden manzarayı seyrettik.Otele geçip,raporlara devam ettik.Saat 03:00’ü geçiyordu uyuduğumda.Yanıma örgümü ve bir kitap almıştım(hatta arsızlık yapıp oralardan da kitaplar alıp taşıdım)ama hiçbirine zaman ayıramadım.Onlar da benimle beraber gelip-gittiler.

Kule Site Avm

Cuma sabahı eşyaları toparlayıp,otelden ayrıldım.Kalan son ziyaretleri yapıp,hızlıca Alaattin Tepesi’ne çıkıp(tadilat varmış)ardından hediye alışverişlerini yaptım.Öğle yemeği bile yiyemeden havaalanına geçtim.





Konya manzarası

Konya karlı dağlar
İstanbul Boğazı...


İstanbul


İstanbul...




Çok şükür sağ salim vardım.
Kızıma kavuşmaksa hepsinden öte paha biçilemezdi…
Canım yavrum,Çarşamba sabahı annemlere bırakırken ayrılmak istemedi 15 dk.boyunca anlattım,en son “Konya’da çok güzel dergiler varmış,gelirken sana dergi alıcam”deyip tatlı tatlı,ağlamadan ,öpüşe-koklaşa ayrıldık.
İlk akşam babası gitmişti yanına,babasına “baba annemi unuttuk hadi gidip alalım”demiş,eşim eve giderken de arkasından çok ağlamış(2.gece gitmedi bu nedenle)
Perşembe günü kahvaltıdan sonra masaya kapanıp “anne”diye içli içli ağlamaya başlamış,annem “ne oldu kızım?”diye sorunca “anane benim annem kaboldu”demiş…Akşamüzeri konuştuğumuzda keyfi yerindeydi,geceyi de rahat geçirmişler…Cuma günü “annem uzak işe gitti,koyaya”demiş sürekli…Akşam 20:30 gibi kavuştuk.
Ahh ne özlemişim….
Güzeldi Konya,ben sevdim…Bir daha kızım ve eşimle rahat rahat gidip,gezmek isterim…(daha çok yeri var gezilecek ama zaman çok kısıtlıydı benim için)
İsteyen herkese de nasip olsun dilerim…
Sevgiler..

22 Ocak 2013 Salı

Yolcu...

İş nedeniyle Konya’ya gidiyorum.Çoook uzun zamandır gidip,görmek istediğim bir şehir Konya,en çok da Mevlana’dan dolayı tabii…Nasip bu seyahateymiş…İnşallah bir dahaki sefere kızım ve eşimle ailecek gideriz…Bir yandan heyecanlıyım ,görmek istediğim bir şehiri görebileceğim,farklı bir iş deneyimi yaşayacağım ,diğer yandan da isteksizim ,Cansu’dan ayrı kalacağım,özleyeceğim,geceleri huzursuzlanacak mı? annem daha çok yorulacak diye sürekli düşünüyorum…
Sağ salim gidip-gelmek,Cansu’ma,yuvama kavuşmak dileğiyle…
Dönüşte bir Konya yazısı yazarım inşallah...
Sevgiler…

21 Ocak 2013 Pazartesi

Bizden...

Yazmak lazım,unutmamak için yazmalı,en basitinden kısa notlar almalı…Ortaokul 1.sınıfta başlamıştım günlük tutmaya,her seneye bir defter olmak üzere 13 günlüğüm vardı…Sonra bıraktım…Ara ara yazdığım,ya da günlük formatından çok anlık dökülmeler yaptığım oldu,ama ötesine geçmedi.Cansu’yla beraber tekrar başlamak istiyordum ama onu da yapamadım,yapmadım.Şimdilerde eksikliğini hissediyor ve kızıyorum kendime…O kadar çabuk büyüyor,zaman öyle hızlı geçiyor ve her geçen gün o kadar çok şey ekleniyor ki hafızalara ,unutmamak için yazmalı…İyi ve güzel olan her şeyi hafızaya,defterlere kazımalı…Yeni yıl kararlarından olsun(ben bu sene için pek somut kararlar almadım,biraz akışına bıraktım sanırım,ancak bu kararı alıp uygulamalı)
Yeni yılın ilk ayını bitiriyoruz neredeyse…Günler genel hatlarıyla rutin geçiyor.Havalar soğuk,yağmurlu,haftasonları gitmek istedğimiz yerlere gitmeye cesaret edemiyoruz…Bir süre daha ev ve istemesem de avm gibi kapalı ortamlara talim edeceğiz öyle görünüyor.
Önümüzdeki ay yeğenim;Yaman’ımızın 1. Yaşgününü kutlayacağız nasipse…Heyecanı sarmaya başladı…
Kitapların yerini örgüler aldı.(Benim için kış ayları örgü,yaz ayları kitap dönemi gibi sanki)
Kuzum büyüyor…Cansu’m  geçtiğimiz Perşembe günü (17 Ocak) 28.ayını doldurdu,29.aydan gün aldı…Allah nice sağlıklı,huzurlu,mutlu yıllarını hep beraber göstersin inşallah…Canım bebeğim...
Güzel güzel büyüyoruz maşallah.Geçenlerde aile hekimimiz çağırmıştı rutin kontrol için,annemler götürdüler sağolsunlar,ben de hemşiremizle telefonda görüştüm,her şey yolunda çok şükür…
Konuşmamız,şarkılarımız,oyun oynamalarımız…Öyle tepkileri,ifadeleri ve mimikleri var ki bizi şok ediyor resmen…Aklımda tutabildikçe,not alıp,defterimize (epey geriden de olsa)geçiriyorum…
Oyun hamurlarını oyuncak kutusunun üstüne dizmiş, “iyi ki dodun anne” diye şarkı söyleyip “anne bak sana pasta yapdım hadi üfle mumyayı” Sonra o kutu gevrek tepsisi oluyor ,başının üstüne koyuyor “taze gevrek” diye geziyor.Ben bir tane alıyorum,bir tane de kendisi.Yermiş gibi yapıp(ağız sesiyle beraber) “mmmm çok lezzetlimiş anne”diye ekliyor J
Ona dergi okurken kolum ağrıyınca,dergiyi katladım hemen “aaa anne yannış yapiyosun,no no no (teyzesinin bebeklikten beri uyarma şekli)kıvvılmaz,bozulu sonra”
Gibi aklıma gelen gelmeyen bir çok yeni cümle,ifade vs…Çok hızlı büyüyorlar ve zaman çok çabuk geçiyor…
Değişmesi,öğrenmesi  gereken şeyler de var tabi…Mesela hala bez kullanıyoruz…Oysa yaz başı istekliydi,hatta ben Temmuz ayındaki iznimde bu iş tamamdır demiştim,ama bir anda o istek gitti.Ara ara küçük tuvaletini yapıyor,bazen bezi istemiyor ama.Tam anlamıyla değil. 2.yaş kontrolümüzde doktor kesinlikle baskı yapmamamızı söyleyince,biz de biraz geri adım attık.Sağlığı yerinde olsun da hazır hissettiğinde(hissettiğimizde)başlarız inşallah…Önümüz bahar ….
Gece uyku saatlerimiz eskiye göre daha iyi olsa da,hala istediğimiz saatlere çekemedik…
Bu aralar(özellikle son bir aydır)eliyle/parmaklarıyla sıkma(severken de kızdığında da yapıyor)sinirlenince vurma,oyuncaklarını atma gibi davranışları da var.Bu konuyu iyice takmaya başladım…Üzülüyorum…(benim son dönemdeki gergin hallerim mi etkiledi?2 yaş sendromuna bağlı bir şey mi? –hoş bu yaş dönemindeki her çocuk böyle değil – bilmiyorum) Ama bu konu canımı sıkıyor iyice…Ne yapsam ,nasıl bir yol izlesem diye internette araştırdığımda,okuduklarımı uygulamaya çalışıyorum ama sanki pek başarılı olamıyorum.En kısa zamanda bu sorunu aşmalıyız…
Bir de rutin göz kontrolümüzü yaptırmadık daha (doktorumuz 3 aylıkken ve 2 yaş döneminde rutin olarak istiyor.3 aylıkken yapmıştık,şükür sorun yoktu,2.si için geç kaldık,seyahat dönüşüne randevu almalı)
Şimdilik bizden son durumlar kısaca böyle...

Sevgiyle....


İyi Haftalar..

Herkese iyi haftalar(dedim ama kim bilir ne zaman yayınlayacağım?)
Yorgun,uykusuz  ve hastayım.Geçen haftadan beri kırıklık vardı,ilaç,meyve bir şekilde toparlamaya çalışıyordum ama,haftasonu hareketli geçince,bünyemin zayıfladığından haberdar olan mikroplar saldırıya geçti.İlaç,meyve vs.takviye yapmaya çalışıyorum.Kolumu,başımı kaldıracak halim yok.Gözlerim  ve boğazım yanıyor…Bir an önce toparlarım inşallah…
Geçen hafta klasik koşturmaca,Cumartesi evi süpür,toz al,yağmur nedeniyle eve kapandık.Cansu’yu uyuttum,mis gibi güneş açtı…Kaçırdık.Aceleyle yemek yap,çamaşır yıka,as,kalan işleri toparla.Tam oturdum kuzum uyandı.Hadi yemek,manav alışverişi vs.derken akşam oldu.Arkadaşlarımız akşam geliyoruz deyince,”hadi yemeğe gelin”,dedim.Yemeğe ve sofraya koştur vs. 20:45 gibi herkes gelmiş ve yemeğe oturmuştuk.Güzel zaman geçirdik.Cansu  ve Eren bol bol oynadılar.Önce Eren,sonra Cansu geceyarısından sonra uykuya daldılar.01:00 gibi arkadaşlarımız gitti,evi toparla düzenle derken 02:30 gibi yattım…Pazar sabası kahvaltı,çamaşır,ev işi…13:30 gibi arkadaşımızın oğlunun doğumgününe gittik.Çocuklar deli gibi eğlendiler.17:00 gibi ordan ayrılıp,babaanneye gittik.Yolda uyuya kalan yavru,orda da uykuya devam etti.Uyanır uyanmaz da kaldığı yerden devam…23:00 gibi evdeydik…Bulaşık makinası boşalt-doldur,çamaşır at ,00:30 gibi Cansu uyudu.Ben de çamaşırları serip 01:00 gibi yattım…Bu sabah uykuya doyamamanın ve Pazartesi olmasınının verdiği gerilimle ağlayarak çıktık evden…Arabada sustu,ama annemlere bırakırken yine başladık.Neyse benden sonra sakinleşmiş biraz…
Bu akşam nasipse,bir koşu eve,sabah kurulup akşama yıkanmış olması beklenen  çamaşırları asma,evin her yerine serili kuruyan çamaşırları toplama,sofra hazırlama,yapılan alışverişleri yerleştirme,yemek yeme,kuzumla oynama,seyahat için valizi hazırlama beni bekler.
Çarşamba sabahı yolcuyum,Cuma akşamı döneceğim nasipse…Sağ salim gider-gelir kuzuma,yuvama kavuşurum inşallah…
Sağlıklı,keyifli haftalar olsun…

15 Ocak 2013 Salı

Kısa başlıklar...

Bloga fotoğraf yükleyememe konusu hakkında cevap dönenlere çok teşekkür ederim,sayelerinde bu konuyu çözdüm…
Şöyle iki seçenek var; ya bilgisayarınıza Google Chorme yükleyeceksiniz ya da fotoğrafları önce picasa webe ,oradan bloğunuza yükleyeceksiniz.Ben bu işlerde pek acemi olduğumdan dün evde eşimden rica ettim,Google chorme yükledi bilgisayara ve hallettik.Benim sorunum kota doluluğu ile ilgili değil sanırım zira profilime girip baktığımda kullanım alanının sadece %9,22 si kullanılmış durumda.Daha çok Google chorme kullanımını yaygınlaştırmak için olabilir.Hızlı mı evet çok hızlı ama bu biraz yaptırım gibi geldi,o yüzden pek hoşuma gitmedi…
Ben ortalama haftada 1-2 post yayınlayabiliyorum.O da işyerimde izin verildiği anları yakalayabilirsem.Onun dışında evden bağlanmak için çok geç saatleri beklemem lazım(Cansu uyuyacak,ev toplanacak vs.)İşyerimdeki bilgisayardan çözüm olan her iki seçeneği de kullanamıyorum,yasak…Bu nedenlerle böyle garip bir hal aldı blog durumları ben de…Kızdım,keyfim kaçtı…Çözüm olarak işyerimdeki öğle arası vb.boş zamanlarda yazılarımı hazırlayıp,kendi mailime gönderip,evde bulduğum ilk fırsatta fotoğraflarını ekleyip,yayınlamak…Bir değişiklik olmadığı müddetçe böyle gidecek…Neyse vardır bunda da bir hayır…
Elimdeki işleri bir an önce bitirip,yenilerine geçmek istiyorum.Yeğenim Yaman’ın cepken yeleği bitti çok şükür,güzel oldu(ilk fırsatta yayınlıycam inşallah)Cansu’ya ördüğüm beyaz ceketin kol birleştirmelerini tamamlayınca,yenilere başlayacağım nasipse.
Güzel bir haftasonu yaşadık,Cumartesi günü annem geldi,çay-kek faslı yaptık.Kuzum anneannesiyle  oyunlar oynadı.Cansu’yu uyutunca da sohbet ettik,örgü hakkında yeni bilgiler aktardı annem sağolsun.Bir de annem 1-2 ay önce,bana bir dikiş makinası vermişti,hiç açmamıştım.Minicik,oyuncak gibi bir şey.Onu açtık,1-2 deneme yaptık.Ufak ufak başlarım belki belli mi olur?Çok keyif aldım…Annemle haftaiçi her sabah-akşam görüşüyoruz ama,hiç sohbet ve aheste hareket etme şansımız olmuyor,iyi geldi…Akşam evde…
Pazar sabahı küçük hanımPeppe’de görüp gözleme siparişi vermişti,özel istek üzerine,kahvaltıya gözleme yaptım,afiyetle yendi…Öğleden sonra oyun,uyku derken çıktık.Güzelbahçe’de balık yiyip evimize döndük…
Yeni haftamıza başladık.Bu arada geçenlerde yazdığım iş seyahati programı belli oldu sayılır;önümüzdeki hafta 3 günlüğüne gidiyorum.İki gece olacağından,yalnız gideceğim.Cansu annemlerde kalacak.Yazlıkta kaldığı dönemden alışık,iş nedeniyle de en son Ekim ayında bir gece ayrı kalmıştık.Ama zor geliyor şimdi bana…Bir yandan Cansu’yu …..Bir yandan da  annemi  düşünüyorum,üç gün aralıksız yorulup,bunalır mı diye?Neyse sağ salim gidip-gelirim inşallah…
Herkese iyi haftalar…

13 Ocak 2013 Pazar

Emzirme Battaniyesi


Yenidoğan bebişlerin kullanımı için yapılan bu mini şallara emzirme battaniyesi diyorum ben…Yaklaşık 10 sene önce annemin arkadaşı yeğenim için örmüştü,kızımda da kullanmıştım…O zamandan beri aklımdaydı ama nedense bir türlü yapmamışım…

Özellikle yeni doğan bebişler,sıkça emzirildikleri ve yelek giydirmek zor olduğu için,emzirmek için kucakladığınızda koca battaniyelere sarmak yerine ,bu mini şallara sarmak daha pratik ve sevimli geliyor bana…Oyuncak bebekte uygulamalı kullanım hali..



Aralık ayında dünyaya gözlerini açan küçük bir hanımefendi için ördüm ilk kez…(aklımda kaldığı kadarıyla öreyim derken iki kere yanlış örüp-yakadan başlayacağıma etek kısmından başlamışım- yarıda bıraktım,örneği  ve tarifi alıp üçüncüde doğru şekilde başlayıp,tamamlayabildim)
İp: Nako Baby Hoş geldin
Şiş:3,5 numara
89 ilmekle başladım.Ön ve arka olmak üzere tamamı haroşa örüldü.44.ilmekten sonra bir attırdım,1 düz ördüm, bir arttırdım.(yani tam ortasındaki ilmek-45.ilmek- direk olarak kaldı.Sadece direk olan ilmek ön sırada düz örüldü )Her ön sırada arttırma işlemini tekrarladım.bir karış+üç parmak boyuna gelince (yaklaşık 110 sıra)tüm ilmekleri aynı sırada kesip,örgüyü tamamladım.Etek ucuna tığ ile kenar işini de yapınca emzirme battaniyesi tamamlanmış oldu…
Güzel bebeğimiz sağlıkla kullansın inşallah…

Ponponlu ipler


Geçen sene yüncü de görüp,bayıldığım bu kendinden ponponlu iplerden fırsat buldukça hediye atkı örüyorum.
İlk aldığımda Cansu’ya bu atkı-bere takımını yapmıştım…



Şiş ; 4,5 numara
Bere için;88 ilmek başlayıp 6 sıra lastik ,devamını haroşo örüp tüm ilmekleri aynı sırada kesip,iki yanından diktim.
Atkı içinse;130 ilmek başlayıp,haroşo ördüm.İçinden geçmeli olmasını istediğim için göz kararı belirlediğim yerden 15 ilmek kesip,dönüşte kestiğim yerden 15 ilmek arttırdım ve örmeye devam ettim.Yaklaşık 5 parmak olunca da tüm ilmekleri aynı sırada kesip atkıyı tamamladım.

Bu sene ise yüncünün verdiği sayıya göre ;20 ilmek başlayıp,aynı sayıda ,ip bitene kadar tamamını haroşo ördüm.



İpler yumak şeklinde değil ,çile olarak satılıyor.Üç çileden bir atkı-bere takım çıkıyor.(Bu arada bu iplerin ponpon yerine bebek,şeker paketi figürlü olanları da varmış,ben hiç görmedim.Bulursam onlardan da alıp ,örmek istiyorum)
Sevgiler..

10 Ocak 2013 Perşembe

Başlıksız...

Tıkanıp kalmış gibi hissediyorum kendimi...Taslak kayıtlarım var,fotoğraflarım hazır yükleme yapamıyorum.Dünkü yazıma Tubaanne sağolsun hemen dönüş yaptı,onun yönlendirdiği şekilde işyerimden denedim,olmadı.İlk fırsatta evden deniycem,umarım çözülür...(bu yöntemle yapabilirsem şükür tabii ama,eskisi kadar kolay olmayacağı kesin)Anlamadım da aslında,henüz bir sene bile olmadı blog açalı,öyle yüzlerce ya da büyük ebatlı fotoğraflar da yok ama?)Evden baktığımda daha iyi anlayacağımı düşünüyorum...


Bir de hiç hesapta olmayan bir iş seyahati var gündemde...Henüz tarihleri belli değil ,en az 2 gece en fazla 1 hafta sürecek.2 geceden fazla sürecek olursa annem ve Cansu'yla beraber gitmem gerekecek.Soğuk ve muhtemel bütçe açığı düşündürüyor...Canım sıkıldı açıkçası,neyse vardır bunlarda da bir hayır...
Önümüzdeki günlerde belli olacak...Hayırlısı olsun inşallah...

Bu arada,Salı sabahı işe giderken süt almak için,apartmanımızın altındaki markete yöneldim,Cansu da kucağımda,bir kaç komşumuz klimalarının su hortumlarını balkondan dışarıya vermişler,damlayan sular buz tutmuş,kaymak kaçınılmaz oldu haliyle.Şükür düşmedim ama ani hareketten olsa gerek belim ağrıyor biraz.Bu sabah ise,anneme Cansu'yu bırakmaya gittim,arabayı park ettim,indim(annemler yokuşta oturuyorlar )Cansu'yu kucaklamamla kaymam bir oldu,toparlamaya çalıştım,ama bu sefer olmadı,sadece düşmemin hızını yavaşlatabildim.Yokuşta,arabanın kapısı açık,Cansu kucağımda ve ikimiz yerde...Ona bir şey olmasın diye sol kalçamı ve dirseğimi siper ettim.Çok şükürler olsun ki yumuşak iniş yaptık,kuzum yere değmedi bile.Daha sert olsaydı(ki düşünmek bile istemiyorum)sol kol/dirsek şu an alçıda olabilirdi.Hafif bir sızı dışında bir şikayetim yok.Cansu panik olmasın diye "yok bir şey annecim kaydık,düştük ,hiç bir şeyimiz yok"derken,O; "anne düştük"diye kahkahalar atmaya başlamıştı bile...Güle oynaya kalkıp,toparlandık...Öğleden önce de işyerinde hafif bir kayma,düşmeden toparlanmayla üçlemişimdir diye umut ediyorum :) Memlekette kar da yok,bir de karlı -buzlu yerde olsak ne olacak düz yolda yürüyemeyen bendeniz İzmir'linin hali?

Nazar mı oluyoruz ne?
sevgiler....

9 Ocak 2013 Çarşamba

Fotoğraf yükleyemiyorum :(

Bu konuda sorun yaşayanlar,yaşamaya devam edenler ve çözenler var bildiğim kadarıyla,ne yapmak gerekiyor?Yardımcı olursanız sevinirim...

Şimdiden teşekkürler...

Yılın ilk günlerinden…

Çok bu çabuk çıktık yeniyıl havasından bu sene bilemiyorum,ama çocuk yanın hep o heyecanla,kıpırtıyla hareketle kalmak istiyor sanki…Geçtiğimiz hafta,Pazartesi havasında başlayan Çarşamba iş günü ile beraber,yarım yamalak geçti…Bir akşam ev derlenip toparlandı,diğer akşam evde yığılan çamaşırlar ütülendi derken,yarım hafta yorgun-yoğun geçti.
Cuma akşamı kuzum banyodan sonra babasıyla oyun oynuyordu.Bizimki koşarak yatak odasına girmek isterken,nasıl olduysa,içeri giremeyip,kapının pervazına yüzünü vurdu.Resmen duvara balyozla vurulurmuş gibi bir “güüüm”sesiydi çıkan…İçim acıdı…Tam sağ yanağının elmacık kemiği diyebilirim…Ağlamaktan ortalığı yıktı haklı olarak,istemediğinden zorla  5-10 sn.liğine de olsa buz koyabildik,ardından ilaç sürdük.Ağrı kesici şurup vs.derken,yüzünün acısıyla uyuya kaldı erkenden….Daha buzu koyarken yüzü şişmeye ve morarmaya başlamıştı,yanağı hala mor….Allah beterinden saklasın…Cumartesi günü kahvaltı,ev,oyun,uyku rutini…Öğleden sonra arkadaşım geldi 4 yaşındaki oğluyla…Arada çekişmeler olduysa da güzel güzel oynadılar…Akşam yemek,oyun telaşı ,Cansu’yu uyutma merasimi derken üçümüz bir uyuya kalmışız…Pazar günü kahvaltı,sohbet devam ederken;küçük hanımın ayağı kaydı,benim ayağıma takıldı ve yere yüz üstü düştü.Bir de baktık ki,dudak kanıyor.Dişleri alt dudağını kesip patlatmış…Bir anda iki nohut tanesi büyüklüğünde,sert bir şekilde şişti…Çok zor sakinleştirdik.O ağladıkça ,ben de ağladım.Sonra başladım “ iki kişi bir çocuğa bakamıyoruz,gözümüzün önünde koruyamıyoruz”diye …Yarım ölçek ağrı kesici sonrasında uyku…Canının acısından olacak 1 saat bile uyuyamadı…(ben kaydırmaz çoraplarla nasıl kaydı diye düşünürken,bir baktım ki o çoraplar yerine alttaki normal pamuk çoraplar var.Kaydırmaz çorapları kirli sepetinden buldum,ayağından çıkarıp ,oraya atmış)Bir de 2-3 gündür sadece uykuda tutan bir öksürüğümüz var.Gün içinde hiç öksürük,burun akıntısı şikayetimiz yok,sadece uykuda kuru öksürük…Bugün doktorunu aradım bir öksürük şurubu verdi ama bekliycem biraz daha ya da yarın doktoru bir ziyaret edeceğiz…
Yavrum iki azı dişini üst üste çıkarıyor,üstüne yüzünü vurması,dudağını patlatması,öksürük yüzünden  uykusunun bölünmesi vs.derken yıprandı ,yıprandık…Allah beterinden saklasın,korusun….
Öğleden sonra Özdilek’e market alışverişi,oyuncaklar,ardından babaanne ziyaretiyle keyiflendi çok şükür.Gece zorda olsa uyudu,öksürük başlayınca yat-kalk şeklinde sabahı yapıp,haftaya başladık…
Pazartesi sabahı ayrılmak istemedik haliyle biraz zor oldu.Akşam almaya giderken annem aradı,bacaklarının iç kısmında alerji gibi kızarma ve kabarma olmuş,ama keyfi yerindeymiş.Gittiğimde her iki bacağının iç kısmında avuç içi genişliğinde kabarmış kızarıklık vardı.Farklı hiçbir şey yememiş.Çok huzursuz oldum,doktoru arayıp,dönüş bekledim.Hazırlanıp eve geçtik.Bir sürü manav alışverişi,Cansu,oyuncakları derken,anahtarımı unutmuşum,kapıda kalmak son damla gibi oldu.Başladım ağlamaya…Sağolsun market komşumuz çağırdı da soğukta kalmadık dışarda.Eşimi aradım,20 dk sonra geldi,geç gelecek olsaydı annemlere geri dönecektik zaten…Cansu’nun bacaklarını kontrol edelim dedik ki,hepsi geçmiş hiçbir şey kalmamış…Ancak yarım saat sonra elini kaşımaya başladığında fark ettik ki,tekrar başlıyor.Bu sefer cevizden daha büyük,gövdesi dışında hemen hemen her yerde serpilmiş halde…Kaşıntı da artısı…Doktor alerji olduğunu söyledi,(daha önce yeğenimin de kullandığı )alerji şurubuna başlattı.”Şuruba rağmen ertesi gün de devam ederse haberim olsun,göreyim” dedi.Şurubu verince,rahatladı,kaşınması,kızarıklık,kabarmalar hepsi geçti,şükür tekrarlamadı da.

Dün içinde sağlık ocağındaki hemşiremiz rutin kontrol için çağırmıştı.Sağolsun annemler götürdüler,maşallah her şey yolunda,ciğerlerini dinlemiş,öksürükle ilgili bir sıkıntı yok,boğaz kuruluğu,alerjiyle ilgili bilgiler de aynı…
Canım yavrum;doktor amcasına da dert yanmış,dudağını gösterip, “dokto amca,ben düştüm,bak azım büyüdü”
İki gecedir daha rahat uyuyor maşallah…Sabah ağlayarak gitmelerimiz devam ediyor(o da haklı bu soğukta,sıcacık yataktan uykun varken çık,10 kat giyin vs.vs.)
Şükür iyiyiz ya,bugün daha rahat ve huzurluyum…
Sevgiler,güzel günler….
*bu arada sanırım ben de resim yükleyemiyorum,ne yapmam lazım bilenler söylerse sevinirim...

2 Ocak 2013 Çarşamba

HOŞGELDİN YENİ YIL....



Merhaba,

Sağlık,huzur,mutluluk,başarı,bereket,neşe dolu,
güzel ve hayırlı umutlarımızın,dileklerimizin gerçeğe dönüşeceği keyifli bir yıl olsun...
Yeni Yılımız Kutlu Olsun...



Geçen yıldan son kareler...

kuzenleriyle beraber,babaannesinin doğumgününü kutlarken...

gözler hep pastada...


Pazar günü,Ikea'da...

kule yaparken çok dikkatliyiz...

İşyerindeki yılbaşı partisini,Pazartesi öğleden sonra yaptık,menü çok zengindi, bir kısmı burada...Herkes karınca kararınca bir şeyler hazırladı.Benim menüye kattıklarım;yalancı su böreği,makarna salatası,peynir topları,kereviz salatası)Çok keyifli geçti...(Maşallah)


İşyerindeki yılbaşı partimizden

Evdeki yılbaşı köşemiz..

Pazar günü ablamlarla görüşüp,yılbaşında beraber bizde olmaya karar verdik,alışveriş vs,akşamdan masayı hazırladım(iyiki de öyle yapmışım Pazartesi 19:30'da evde olabildim)

Yaman Bey ve Cansu Hanım'ın servisleri)

Masamızın ilk hali

Masamızın ikinci hali
 Masanın üçüncü ve son hali yok.Çünkü karnımızı doyurup,Cumhuriyet Meydanı'na gitmek üzere,aceleyle evden çıktık...Meydana vardıktan 1-2 dk.sonra geri sayım başladı ve mükemmel bir havai fişek gösterisiyle yeni yılımıza girdik...Hayırlı,uğurlu olsun inşallah...

Ardından evlerimize dağılıp,"uyku kardeşim ver elini"

Sabah çorbacıya gittik,ardından pazara,parka ve doğru eve...Evi toparla,temizle,kuzuyla oyna,uyut,banyo derken,akşamı yaptık.Yemeğimizi yiyip,bol bol oyun oynayıp,geç saatte uykuyla buluştuk...

Cansu'mun,elinden düşürmediği "tıytıl"ının yerini ,Ikea'da görüp beğendiği bu köpekçik aldı...
Beyaz renkli ve aldığımız karışık renkli bu köpekler vardı,"beyaz köpekten alalım mı?"dedim,"hayıl anne mazlumdan alalım"dedi(Mazlum Bayındır'daki köpek ve renkleri de tipi de aynı)şimdi "Mazlum "diye elinden düşürmüyor.Gelen hediyelerden bir diğer favori oyuncağıysa ablamın aldığı kek yapma seti...Bayıldı.(ben de bayıldım doğrusu)Sabah onları da çantaya doldurup,anneannenin yolunu tuttuk..
Yeni yılın ilk iş gününe de böylece başlamış olduk...
(eski yılın değerlendirmesi,yeni yıldan beklentiler gibi yazmak istiyordum ama olmadı,zaman bulursam geç de olsa eklemek istiyorum,bakalım,nasip)



Mazlum köpeğiyle salıncak keyfinde...




HEPİMİZ İÇİN GÜZEL BİR YIL OLSUN...
SEVGİLER....