19 Temmuz 2012 Perşembe

En Kısasından...




Uzun zaman oldu…Henüz izine çıkamadım ama günlerin yoğunluğu,koşturmacası ,sıcakların verdiği rehavet ve ağırlıkla blogtan uzak kalmışım epey…Takip ettiğim bloglara uğrasam da yorum yazamadım vs…
Bu süreçte;İzmir-Özdere rutinin arasına bir İstanbul iş seyahati eklendi.Sonrasında günler aynı tempoda devam etti.
Cansu her geçen gün büyüyor,dilleniyor.22.ayını doldurdu,Maşaallah…”o ne?”,”bu ne?”,”neden?”ler hayatımıza giriyor.Denizi seviyor,süt içmeye başladı çok şükür…
Geçen gün uyuturken”ee ee ee “ninni söylüyorum,beğenmedi bizimki ;”anne güze söle,dandi dandi söle”dedi.Gelen özel istek üzerine,”dandiniyi”söylemeye başladım,usulca uyuya kaldı…

tombiş ayakların ilk parmakarası terlikleri


Günlerimiz yeni cümleler,şarkılar ve oyunlarla dolu dolu geçiyor çok şükür…Yarın 1 haftalık izne çıkıyorum nasipse.Candostumla beraber olucaz inşallah…Çocuklarımızla beraber güzel,keyifli  bir tatil olur umarım.(İzindeyken Cansu'nun tuvalet eğitimine başlamayı planlıyorum,zira ufak ufak söylemeye başladı gibi,bakalım eğer o da istekli olursa halledebiliriz belki ?)


"ben bu bezi bırakabilir miyim acaba?"diye düşünüyor sanırım

Bu arada benim ipek bohçamın 2.yaşgününe (A.İ.)2 ay kaldı,aklımda bir çok şey var ama bir türlü netleştiremiyorum.2 yaş doğumgünüyle ilgili fikir ve önerileri olan varsa bekliyorum...


sabah yürüyüşünde

Tatil dönüşü görüşmek üzere,herkese şimdiden hayırlı Ramazanlar…

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Taktım,takıldım kaldım…

Hypo mimlemiş beni takıntılar konusunda,sağolsun.İlk aklıma gelenleri hızlıca sıralayım;
Maşallah,inşallah,nasipse,hayırlısı,hayırlıysa vb.dilimden eksik olmaz.Mutlaka söylerim,söylemeyen yakınımsa söyletirim”maşallah de”,yakınım değilse dış sesimle ben söylerim(karşımdaki ya oralı olmaz ,ya da kendini söylemek zorunda hisseder)
Trafikte hız sınırının çok altında olup,sol şeritle bağlarını koparamayanlara çok takarım.Hele ki sabah işe yetişmeye çalışıyorsam ve önümdeki araç Kordon’da tur atar gibi seyrediyorsa deli olurum…Geç kardeşim sağa,yol  ver işine koşturana,sen devam et aheste aheste  sefana…
Batıl inançlarım vardır…Bir çoğunu kendimce aşsam da,halen benimle ısrarla yaşayanlar var.Bir-iki örnek vermek gerekirse;balık beslemem,elden makas,bıçak,soğan,acı almam vb.(kısa kesiyorum,unuttuklarımı da hatırlamayayım diye)
Adil olmak,hak konusunda takıntılıyımdır.Ev,iş,aile,arkadaş her ne ortam olursa olsun, haksızlığa gelemem,kendim de haksızlık yapmamaya dikkat ederim.Haksızlığa uğradığımda,başka bir ben olurum.
Aileden gelen belli kalıplarım,kurallarım vardır.Biraz da kendime uydurarak,uygulamaya devam ederim.Gelenekselci yanım buradan gelir.
Bir şeyi çok istiyorsam ve imkanlar da uygun/yeterliyse;bir an önce olsun isterim.Tez canlıyımdır,şartlar el veriyorken ağırkanlı davranılması beni daraltır.
İnce düşünürüm,ayrıntıcıyımdır.Olayları yaşarken de,anlatıp,aktarırken de çok ayrıntıya girerim.Bu yazılarımdan da belli oluyordur;kısa kesemiyorum bir türlü…
Konuşurken;”ondan sonra,neyse,işte”leri her zaman olmasa da sık kullanırım-kullanıyormuşum.(bizimkiler çok kızar,onlarla konuşurken kullanmamaya özen gösterirsem,söylüyor muyum diye takip etmekten konuşmam akıcılığını yitirebilir-bence çok kullanmıyorum ama?neyse J )
Cansu'nun ilk bir yılında temizlik,hijyen konusunda çok takıntılıydım.1.yaşını doldurmasıyla ben de daha esnek olabildim(şükür)
Eh bir de kilo konusunda takıntılıyımdır maalesef…Şükür şu anda iyiyim ama şöyle (sağlıkla)5 kg daha versem çok sevinicem…
Benim ipek bohçam da bu aralar göbek deliğiyle oynamaya taktı,eğer bir an önce bundan vazgeçmezse bu konuya da acayip takıcam az kaldı…
(düşündükçe aklıma bir sürü şey gelmeye başladı,liste uzamadan ben konuyu kapatayım en iyisi)
Eski resimlere bakacak fırsat olmadığından,ben Cansu’nun en yeni resimlerinden birini ekliyor,bu konuda ben de Görkem’i  mimliyorum…

Takıntısız ,keyifli günlere…


5 Temmuz 2012 Perşembe

Kısaca....



Kısa yazmayı başaramadığımdan,bu sefer ben değil fotoğraflar kısaca anlatsın istedim....



Cansu Hanım kitap okurken


Çiçek sularken

Kuzenler bisiklet taliminde

Ha gayret kızım olacak...

Deniz üstüne kurabiye atıştırırken

Minik misafirimiz,kendisine ayrılan darıyı(mısır) afiyetle yerken...
Sevgiler...

Günlerden...

Baktım çok uzun oluyor kısa kısa yazmaya karar verdim,bakalım başarabilecek miyim?
Öncelikle bir nevi uyarı olarak ta bahsetmek isterim ki;Özdere'de bizim sitede nu aralar hırsız/hırsızlar kol geziyor,bu nedenle 1 haftadır uykusuz ve tedirginiz.Genelde yazlıklarında sürekli kalmayanların evlerini tercih ediyorlar anladığımız kadarıyla.Geçen Perşembe akşamı,yan komşumuz evine gelince ortaya çıkmış.Değerli bir şey bulamayınca evi talan etmişler,halı,havlu,battaniye,içki,pike alıp götürmüşler.Cuma akşamı da çaprazdaki komşumuz evine gelince,onlara da girdikleri ortaya çıktı.Ordan pek bir şey almamışlar ama ev kötü dağılmış.İşin ilginç yanı çocuklardan dolayı genelde gecede 1-2 kere uyanıyoruz,sitenin ana yolu üzerinde bu evler,nasıl cesaret ediyorlar bilemedik.İzmir'de de bir tanıdığın evine girmişler.O kadar huzursuz olduk ki yaprak kıpırdasa,hepimiz geriliyoruz.Allah korusun...Bir de bu telefonla yapılan dolandırıcılıklar tam hızıyla devam ediyor.Eniştemi biri aramış geçen hafta.Kendisini İzmir Emn.Mdr.Yard.olarak ismiyle tanıtmış,adı-soyadıyla hitap etmiş"....banka kartınızı kaybetmiş veya başkasına kullandırmış olabilir misini?1 hafta içinde yüklü harcamalar tespit ettik,....bankaya gelin hemen"demiş,eniştem de karakola çok yakın olduğunu,hemen başvuracağını belirtmiş,bu sefer karşı taraf "telefonu kapatmadan dinleyeceksin,dediğimi yapacaksan"vs.tehdit,küfür konuşmuş,polemik olunca da  telefonu kapatıvermiş.Eniştem anında dönüp aramış numarayı ama"....kayıtlı böyle bir numara bulunmamaktadır sinyali???Aman hepimiz tedbirlerimizi arttıralım bu günlerde...Allah fırsat vermesin...
Neyse,Cuma akşamı haftayı bitirip,gittim Özdere’ye.Cuma akşamları genelde dolmuşla gidiyorum,40 dk.lık yol 2 saat sürdü.Haftanın yorgunluğuyla birleşince pek keyifli olmuyor haliyle.Ama eve varıpta ipek bohçam”annem”diye koynuma atlayınca her şey bitiyor.Yemek,oyun faslı ardından uykuya.
Cumartesi sabahı 08:30’da uyandı kuzum,biraz yatak keyfi,kitap okuma derken “anne kanım acıktı”deyiverdi,hadi o zaman kahvaltı hazırlamaya...Kahvaltı faslı uzun sürünce,sıcak bastırdı,biz de saat biraz geçsin,bu arada öğle uykusu yapsınlar  öyle gidelim denize dedik,ama bizimkiler uyumadı tabii.Bizim oranın denizi (genelde Eylül ayı hariç)öğleden sonra hep dalgalı olur,o gün şansımıza hiç dalga,rüzgar  yoktu.Hal böyle olunca öğleden sonra  aldım kızları denize gittik.Maşaallah çok keyifli geçti,son turda zorla çıkardım bizimkini denizden.Akşam komşumuzun yeğeninin doğumgününe katıldık.Annemler düğün için İzmir’e gidince,mutfak ablamla bana kaldı.Ama bizim fırlamalar gün boyu hiç uyumadıklarından (ve de durmadıklarından,her şeye hep beraber hareket ediyoruz)hiç bir şey yapamadık.Eşim gelince dışarda bir şeyler yemeye  karar verdik ve Zelişhan’a gittik.Yolunuz düşerse,Özdere-Gümüldür yolunda(Tansaş-Total yanı)Benim favorilerim çorbaları ve mantısı,bunların dışında pideleri,kavurmaları da gayet lezzetli.Her geçen günde kendilerini geliştiriyorlar.Denemenizi önerebileceğim yerlerden biri.Eve,çocukları uyutma merasimi,annemler gelince de uykuya.

Pazar sabahı,kahvaltı,deniz,babaannelere ziyaret,akşamsuyu,mangal,yemek,bebek arabasında tur ve uyku(tüm gün uyumayan Cansu’m,akşamüzeri uykusuzluktan ayakları dolanmaya başlamıştı,bebek arabasındaki 2.turunda uyuyakaldı)
Tam denize gidecekken,Peppe'ye denk gelince olduğu gibi oturdu,kaldı
Bu arada bizim pembecik uykuda konuşma konusunda anne-babasına çekmiş fazlasıyla.Sabah 05.00 gibi uyanıp;
C: “anne,kiras istiyom men ,kiyas”
A:  (anne şakın )”annecim kirazların hepsi uykuda,hem şimdi gece hepimiz uyuyoruz,anneanne sana kahvaltıda verecek kiraz” desemde biraz uzun ve tekrarlı sürdü bu fasıl.Neyse Cansu uykuya,anne-baba hazırlanıp yollara,yeni haftaya...
Pazartesi,yeni ofiste,taşınma ve yerleşme telaşı.Yoğun haftabaşı,yorgun beden,akşam evde ev mesaisi,çamaşır-bulaşık vs.Uykuya teslim…
Salı-Çarşamba aynı yoğunlukta devam,akşamları Özdere’ye kızımla kavuşmaca.Yeni cümlelerimiz;
C:”anne bak yeşi”(yeşil bardağı gösterip)
C:”anne bak ödek”(ördekleri gösteriyor)
C:”uyucam men”(ilk kez duydum !sabaha karşı uyanıp,bir türlü uykuya dalamayınca)
C:”ilaç ,sü sü istiyom”(gece uyandığında-sinekler bacağını sokmuş kaşınınca(sürülen her şeye krem/losyon"sü sü"diyor),fenistil sürüyoruz,onu söylüyor-kuzumu yedi bitirdi bu sivriler,bir kolay yolunu bilen varsa söyleyin)
Sabah kuzu uykudayken,eşimle yola koyulduk,işlerimizin başına döndük.Bu akşam İzmir’deyim,başka bir bölüme geçecek olan arkadaşlara veda için Kordon’da olucaz,yarın sabah da erkenden toplantı için İstanbul’a,akşamına dönüş ve Özdere.Umarım sağ salim rötarsız gider-döneriz.
Herkese keyifli,kolay günler…

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Geçen haftadan....


(bir önceki haftadan demek daha uygun,hazırlamış ama yayınlayamamıştım,ancak fırsat oldu)
Cuma akşamı yazlığa vardım,kızımla bir kavuştuk,sarıldık ki dünyalara değer...Aradaki mesafe uzayınca daha zor geliyor,daha huzursuz oluyor insan...Şükür sağ salim kavuştuk...

Annemler,teyzem,kuzenim hep beraber yemeğimizi yedik,ardından haftasonunun başlamasıyla ufak ufak tüm aile toplanmaya başladık.Önce ablamlar,ardından abim geldi.Cansu hem kalabalıktan(hiç bir şeyi kaçırmak istemiyor),hem de sürekli Handan’la olmak istemesinden dolayı ne yapsak uyumadı,”kucak”diye tutturdu,ben de son çare kucakladım,abim de bize eşlik etti,siteyi turlamaya başladık.Yaklaşık 15 dk.sonra uyudu ama benim de belim,elim ,kolum tutuldu(başkasına gittiği anda uyusa bile uyanıyor,dolayısıyla iş sadece bana kalıyor)
Cumartesi sabahı,hep beraber kalabalık bir kahvaltı sofrası hazırladık.Hazırlamak ayrı,yiyip kaldırmak ayrı ...Yorucu ama keyifli oluyor ben seviyorum böyle anları,geleceğin anılarını....Yazlığa geldiğinden beri denize girmek istemeyen kuzumu,geçen hafta anneannesi ve dedesi bir güzel alıştırmışlar ki,daha sofra toplanmadan başladı bizimki”hadi kalk denize istiyom hadi denize” demeye...Simidini bulup getiriyor,”mayo,telik”diye aranıyor.Aman maşallah diyeyim,zira ilk zamanlar hiç girmeyecek diye tedirgin olmuştuk hepimiz.Sofrayı toparlayıp hep beraber denize gittik,yüzdük,oynadık,mısır,kiraz faslı yaptık,
bu fotoğrafa bayılıyorum...maşaallah..

kızlar kumda oyunda
 sıcak iyice bastırınca eve dönüp,duş,yemek rutini ardından uykuya.Günlerin yorgunluğuyla ben de kendimi teslim ettim uykunun kollarına..Ne zamandır gündüz uykusu yapmamıştım,çok iyi geldi.
Bodrum değirmeniyle oyunda
Kalkınca hafif sersemlikle beraber akşam yemeği telaşesi,balıklar mangala,rakılar masaya...Eşim de bize katılınca kadro tamamlandı.Yemeği yedikten sonra ,hazmedebilmek için bir sahil yürüyüşü yaptık,ailecek.Biz dönerken abim,kuzenim de bize katıldılar.Benim ipek bohçam yorulunca kucak istedi,ve koynumda uyudu kaldı,babası alıyor,uyanıyor,dayısı alıyor uyanıyor,durum böyle olunca eve kadar taşıdım kuzumu,ama yine belim koptu tabi...Eve ulaşınca doğru yatağa..
Pazar sabahı kahvaltı,deniz,yemek,uyku,akşam yemeği rutinimizle geçti.Akşam yemekten sonra geçen sene Gümüldür'de açılan gece pazarına gittik(sosyete pazarı veya salı pazarı sanırım)gördüğüm en güzel stand geri dönüşüm malzemelerden yapılan maket mahallelerdi.
Deniz Feneri

mahalleler


yapımı devam eden bir Akdeniz mahallesi
Eve dönüp,yattık,uyudum.Aniden uyandım saat 02:30 kalktım Cansu'ya baktım yaklaşık 3 sn.sonra kuzum uykusunda çıkarmaya başladı.Hem Handan'la,Yaman uyanmasın,hem de biraz hava alsın diye sardık sarmaladık dışarıya çıkardık,turlarken bir kere daha.Sonra uyku arası 2 kere daha.Dışarda salıncakta uyutabildik.04:30 gibi de yattık.
Pazartesi sabah kalkıp haftaya başladık,gün içinde sürekli konuştuk annemle ,şükür toparlamış.Kuzum iyi olunca annem uykusuzluğumuzdan tedirgin,"gelmeyin"dedi.Akşam aklım kuzumda evin yolunu tuttum,sonra telefon başucumda uykuya.
Çok şükür toparlamış kuzum,Salı akşamı gözümle görünce rahatladım.
Kavuştuk kuzumla,koklaştık,yemeğe oturduk.Cacık hastası bizimki,tabağındaki bitmeden istiyor"anane biyaz daa istiyom men cacık,biyaz daa",yemekte otelden gelen müzik sesini duyup kalkıyor oynamaya,bana da "anne hadi kak dansa hadi dansa".Sofrayı topladıktan sonra,hemen içeri koşup tavlayı alıyor,"oyna anne oyna tavva"diyor.Anneannesi ve dedesi bizimkinden fırsat bulursa(ve tabi maç ta yoksa)akşam yemekten sonra tavla oynarlar,o da onları taklit ediyor sanırım.
tavla alıştırmaları
Bu arada benim ipek bohçam çok uzun zamandır bebek arabasına binmeyi reddeder olmuştu.İlk bebek arabasını1 yaşına kadar ana kucağıyla çok rahat kullanmıştık,ama ana kucağını iptal edip normal halinde kullanmak daha büyük ve hacimli olduğundan zor olmuş,sonbaharda yeni bir baston puset almıştım.Fakat bizim kuzu toplasanız 10 kere ya bindi,ya binmedi bebek arabasına,öyle ki yanımızda taşımayı bile bıraktık ve umudumuzu kestik.Ne olur olmaz diye de yazlığa götürmüştük.Pazartesi akşamı babam yürüyüşe çıkınca Cansu'da gitmek istemiş,anneme dönüp "kucak"demiş,annem de deneyelim bakalım diye düşünüp,"kızım ben seni taşıyamam,ama istersen seni arabana oturtup dedenle gezdirebiliriz"demiş.Aylardır arabasına binmeyen,oturtmaya niyetlendiğimizde kıyamet koparan çocuk o değilmiş gibi,gıkını çıkartmadan oturmuş,gezdirilmiş ve arabasında uyuya kalmış.Maşallah maşallah...Sırf bu nedenle arabayı almadan gitsem uyuyunca ne yaparım?arabayı alsam binmezse,hem çocuk,hem araba,hem çanta nasıl taşırım?diye çarşı-pazar hiçbir yere yalnız gidememiştim.Bunu da aştıysak ne ala...Sonbahar'da ver elini vapurla Karşıyaka(hep ertelediğimden içimde kalmış herhalde ilk aklıma gelen bu oldu)
Biz de hem yürüyüşyapalım,hem araba alışkanlığını pekiştirelim diye,eşimle aldık kızımızı,sahilde uzun bir tur attık,uyumluydu,hiç mızıldanmadı ve sorun çıkarmadı çok şükür.

aylar sonra arabasında maşallah

Çarşamba günüİzmir'deydim,evi toparladım biraz,belli olduğu üzere blogla ilgilenebildim,2 kere duş alınca, ancak uyuyabildim.
Dün akşam işten sonra Özdere,kızımla kuzu sarması olduk bol bol,öyle ki ancak uyutup,yatağına yatırdığımda kucağımdan indi.Sıcakta bu haller bir süre sonra zorlasa da(yemek,tuvalet,su içme vb.her durumda böyleyiz,ben olduğumda kimseyi istemiyor),napsın?özlüyor yavrum, haklı...Ben de dayanamıyorum zaten...
Gece bir ara 03:00 gibi uyandı,uyutmaya çalışırken rüya görüyordu sanırım,dialoğumuz;
C:"nede ya?nede ya?(nerde ya?)
A:"ne nerde annecim?
C:"kipi nede ya?kipi?(evin yanındaki otelin yolunda her akşam bir kirpi dolanır,onu soruyor)
A:"evinde kızım uyuyor"
C:"niden?niden uyuyo?"(Nedenlere başlıyoruz sanırım vay halimize :) )
A:"annecim gece oldu,hepimiz evimizde uyuyoruz o da evinde uyuyor,hadi sıra sende,uyuyalım hadi annem"
sessizlik ve uykuya geçiş...
Maşallah,her geçen gün kelimeleri,ufak ufak cümleleri artıyor,dialog kuruyor,büyüyor;
Geçen gün anneannesiyle gezerken komşuyu görmüşler köpeğiyle...Sahibi köpeğe "gel"diyor,köpek geliyor,"otur"diyor köpek oturuyor,bizimkişaşkın şaşkın izlemiş,komşuya bakıp "maşanah"(maşallah)demiş! :)Cimcimem...(ben "maşallah"çok kullanırım,yazılarımda bile)
Bir diğer konuda;benim fıstığım Perşembe günü(28/06/2012)ilk kez tuvaletini lazımlığa yapmış :)
Sabah uyandığında bezi kuru olunca,teyzesi deneyelim demiş,hep beraber(annem,ablam,Handan,Yaman)doluşmuşlar tuvalete başlamışlar anlatmaya ve daha öncekilerin aksine bu sefer lazımlığına yapmış bizimki.Gün içinde bir kez daha.Alıştırma külodu alıp gidicem.Bakalım,zorlamadan,inatlaşmadan denemelerimizi yapalım...

Demişim en son,bu haftasonunu da bir ara anlatırım inşallah...Herkese iyi haftalar...